MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

BİR SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMI

10 Kasım 2016 Perşembe 04:42

“SAYIN AİLELER

Türkiye’de öğretmenler enerjilerinin %50’sini problem yaratan

öğrencileri ‘normal öğrenciye’ dönüştürmek için harcıyor.

Allah rızası için çocuklarınızla biraz ilgilenin,

onlara görgü kurallarını ve kul hakkı kavramını öğretin

Bu yazı, fotoğraf olarak sosyal medyada bir öğretmen grubunda paylaşılmış. 9 Kasım 2016 tarihli paylaşımın üzerinden 14 saat geçtiğinde 4,4 bin beğeni gelmiş, 1263 paylaşım yapılmış ve 61 yorum yapılmış.

Bu yazıyı yani paylaşımı konuşmak gerek, üzerinde durmak gerek. Çünkü gerçekten buna katılmasa paylaşım binleri geçmezdi. Paylaşımı yapana sormak lazım;

1.       Öğretmenlerin enerjilerininin %50’sini problem yaratan çocuklara harcadığını nasıl tespit etti.

2.       Bu problem yaratan çocukların problem olan davranışları ne?

3.       Okulda problem olan çocuğun sorununun aileden kaynaklandığına nasıl karar verdin.

Öğretmenler arkadaşlar istiyorlar ki bütün öğrenciler 4/4’lük olsun, sınıfta akıllı uslu olsun, her dediklerini hemen anlayıp yapsın, hiçbir sıkıntı, kaza bela yaşamasın.

Eğitim, diğer pek çok işten çok farklıdır. Öğretmenlik, karşılaştığımız problem davranışlar hakkında karar verme ve yargıda bulunma mesleği değildir. Öğretmenlik problem davranışı sağaltımını yapma, doğru yöntem ve tekniklerle öğrenciye doğru davranışlar kazandırma sanatıdır. Öğretmen, öğrenciyle ilgili çalışmalarını onun paydaşlarıyla ortak yürüterek nihayete erdirir. Şikâyet edilen şey, velinin davranışları bile olsa, öğretmene düşen şey mesleğin gerektirdiği şeylerde veliyi bile çocuklarının yararı için işbirliğine ikna etmedir.

Gaziantep’te yaşadığım bir olayı anlatayım, beni daha iyi anlarsınız o zaman. Gaziantep’in dışardan çok aldığı göçle oluşmuş mahallelerinden birindeki okula ziyaretteyiz. Okul o civardaki diğer okullardan daha düzenli, temiz ve tertipli.

Gittiğimiz her okulda aldığımız ortak şikâyetler şunlar; öğrenciler de hiç ahlak, edep yok, hiç aile eğitimi almamışlar, tuvalet eğitimleri bile yok. Aileler çocuklarının eğitimleriyle ilgilenmiyor, okul deyince akıllarına gelen tek şey ayda birkaç defa dağıtılan yardımlar. Bölgede yoksulluk, göçün getirdiği sosyo-ekonomik sorunlar yüzünden aileler ciddi problemler yaşıyorlardı. Özellikle terörden kaçan insanlar yüzünden Gaziantep’in sosyal dokusu bile ciddi zarar görmüştü ve işsizlik bütün bunların üstüne tuz biber oluyordu.

İşte böyle bir durumda gittiğimiz her okulda benzer problemlerle karşılaştığımızdan gittiğimiz o son okuldan da aynı şeyleri görmeyi beklerken düzenli, temiz ve tertipli bir okul görmek bizi çok şaşırttı. İşin sırrını okul müdürüne sorduk. Daha kapıdan girerken fark edilen farkı görmemek mümkün değil.

Okul müdürü aileleri eğitmekle işe başladıklarını söyledi. Öğretmenlerin yaptığı eğitim, velilere tuvalet eğitimiyle ilgili bilgi vermekle başlamış. Annelere bayan öğretmenler, babalara erkek öğretmenler eğitim vermişler. Sonra görgü kuralları, çocuk gelişimi, çocuklarıyla ilgili yapacakları şeyler v.s. bu bir süre devam etmiş ve bitmiş eğitim.

Okul müdürünün anlattıkları çok ilginçti. Eğitimden önce bugün yardım dağıtılıyor mu diye her gün okulun kapısına dayanan veliler eğitimden sonra bu alışkanlıklarına son vermişler. Eğitimden önce ciddi bir sorun olan temizlik, eğitimden sonra halledilmiş. Eğitimden önce okulu sahiplenmeyen hatta zarar veren aileler eğitimden sonra okulu sahiplenmeye başlamışlar.

Gündelik yevmiye ile çalışan bir veliyi anlattı okul müdürü. Bu veli, amele pazarında iş buldukça çalışan bir işçi olduğu halde bir gün okula geliyor ve “Sayın müdürüm, artık her ay bir günlük yevmiyemi okula bağışlayacağım. Sizin çocuğum için yaptıklarınızı gördüm, bu benim için yeter diyor”

Daha önce okula dağıtılan yardımları almak için giden veliler, artık okula yardım etmek için geliyorlar dedi okul müdürü. Sadece günlük yevmiyesini veren veli değil, diğer velilerde okula yardım etmek için, okulla ilgili işlerde görev almak için birbirleriyle yarışmaya başlamışlar. Bu büyük başarıyı gerçekleştiren okul yönetimini tebrik ettik ve ayrıldık okuldan.

Öğretmen arkadaşların bazılarının kafalarının karışık olduğuna çok şahit oluyorum. Bilgi eksikliklerini, uygulama yanlışlıklarını çok görüyorum. Çoğu alınan eğitimle ilgili bilgi ve yöntem eksikleri nedeniyle öğretmenlikte çok zorlandıklarını görüyorum. Çocuğun sınıf içindeki problem davranışından şikâyet eden öğretmeni dinliyoruz, sınıf yönetimi dersinde verilen teknikleri kullansa problem kalmayacak. Sanki problemi çözecek kişi kendileri değillermiş gibi düşünüyorlar. Çünkü şikâyet ettikleri şeyle, çoğunlukla kendi yetersizliklerini ortaya koyuyor ve bunun da farkında değiller.

Bu paylaşımı yapan, beğenen, doğrudur, haklıdır diye yorum yapan öğretmen arkadaşlara “Ya anne-baba cahil, hiçbir şey bilmiyorsa, onun bile eğitime ihtiyacı varsa? Yine de ailede problem var deyip esas işimiz olan 'eğitme' görevimiz düşüyor mu?” diye soruyorum.

Mahir KILIÇOĞLU

mahirkilicoglu@hotmail.com

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #