MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

BİZ BARBAR MIYIZ?

18 Ekim 2016 Salı 23:13

Bırakın şimdiki gençleri, yetişkinlerimizden kaçı Farabi’yi tanır? Ne demiştir bu adam, kimdir, necidir? Aristo deyince, Sokrat deyince akan suları durduruyoruz ama İbni Rüşd deyince, İbni Arabi deyince apışıp kalıyoruz.

Fatih Sultan Mehmet’i İstanbul’un Fethi olmasa belki hiç konuşmayacağız. Acaba onu fethe götüren esas saik nedir? Daha da önemlisi, Bellini İstanbul’da ne geziyordu ya da Kolomb neden önce Osmanlı’ya gelmişti, Amerika’yı keşfetmek için? Sahi böyle bir şeyden haberimiz var mı ki?

Batılılar neden Yunan ve Roma tarihini öğrenir ki? Hiç merak ettiniz mi? Bizler İslam Tarihini Batılıların Roma’ya ilgi gösterdiği kadar ilgi gösteriyor muyuz?

İnsanlar ağaçlar gibidir, kökleri oldukça toprağa bağlanır. Bizi bu topraklara bağlayan şey, kuru toprak savaşları değildir. Bizi biz yapan soyumuzdan, ceddimizden aldığımız genler değildir. Bizi biz yapan bin yıldan fazla süredir bu topraklarda sahip olduğumuz tüm değerlerdir.

Batı medeniyeti kendini Roma ve Yunan’a bağlayarak, ne kadar köklü bir medeniyet oldukları iddiasında bulunuyor. Anadolu’nun Türk çocuğu ceddini tanımadan, ceddini anlamadan, bir ecnebi gözüyle onlara bakarak yaşıyor. Ona bu bakışı veren köksüz eğitim sistemidir. Bin yıllık medeniyeti ve tarihi yok sayan bir eğitim sisteminin yetiştirdiği nesillerin, kendi tarihine ve kültürüne yabancı kalması kadar doğal bir şey yoktur.

Gençlerimiz, İbni Haldun’u tanımadan sosyoloji bölümlerinden mezun oluyor. Onun serbest piyasa ile ilgili görüşlerini bilmeden ekonomistlerimiz yetişiyor. Sadece tıpçı olarak bildiğimiz İbni Sina’nın felsefi yönünü kimse bilmez. Bağdat sokaklarında, Beyt’ül Hikme’de ne olduğunu, Efes’ten kitapların neden katırlarla Bağdat’a taşındığını anlamadan, bugün bombalarla harabeye dönen Bağdat’ı anlayamayız.

Tarih metinlerinin bahsetmediği Peygamberler’den kutsal ve dini metinler bahseder. Seküler Batı, dini bir referans olarak tamamen çıkardığından biz de aynısını eğitim sistemimize uygulamışız. Hem de o kadar katı bir şekilde uygulamışız ki Yahudilerin Filistini yurt edinmelerini mazur ve haklı görmüşüz. Çünkü Filistinliler Arap’tı ve Araplar bizi Birinci Dünya Savaşında arkadan bıçaklamıştı.

Bir çocuğun aklıyla düşündüğümüzde bile saçma gelen mantık silsilelerini bozmak için doğru bilgilerle zihinleri doldurmak gerek. İşte o zaman bugün Suriye-Irak topraklarında yaşanan olayları doğru olarak yorumlayabiliriz. İşte o zaman Yahudilerin emellerini görürüz.

Geçmişi genç beyinlere doğru şekilde öğretmezseniz, insanlar can verdikleri olayların perde arkasını unutur ve düşmanla-dostu birbirine karıştırmaya başlarlar. Doğru bilgilerle ve kendi kökleriyle insanları buluşturmazsanız Hümanizm, Sosyalizm, Liberalizm gibi çeşitli ideolojilerle zihinleri oyalayıp, mantıksız ve insan doğasına aykırı davranışların ortaya çıkmasını sağlarsınız. Bugün yapılanlar aynen budur.

Kendi köklerimize dönmemiz demek, tarihimizle, geçmişimizle buluşmamız barışmamız demektir. Bu asla gericilik değildir, Batı bunu bizden daha katı şekilde yapıyor zaten. Bunu yapmazsak geçmişte yaptığımız hataları da görmeyiz ve aynı hataları tekrar edip dururuz. Akif’in

“Tarih”i tekerrür diye ta’rif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?”

dizeleri mucibince ibret almak için geçmişle buluşmalı ve onu görmeliyiz.

                Sadece ibret almak için değil, kendi tarihimizi tanıdıkça, kendi köklerimize döndükçe daha büyük şeyler yapma konusunda kendimizde çok ciddi güç bulacağımızdan eminim. Dünyayı değiştiren bir ecdadın torunları olma şerefini, dünyaya gerçek kurtuluşu getiren nesil olarak gelecek nesillere emanet aldığımız bayrağı devretme onurunu ve gururunu yaşarız.

                Unutmayalım, Batı kendini Yunan ve Roma medeniyetlerine temellendiriyor, hatta buna Mısır’ın Firavunlarını da ekliyorlar. Bunları kendi çocuklarına öğretiyorlar. Roma’yı Barbarlar yıktı, sizin medeniyetinizi eğer uyanık olmazsanız yine Barbarlar gelir ve ona son verir. Bu nedenle Suriyelileri topraklarına almak istemiyorlar, bu yüzden Türkiye’yi AB’ye almak istemiyorlar. Eğer geçmişi Batılıların gözünde okumaya devam edersek, kendimizi Barbar olarak görmeye devam ederiz. Eğer geçmişi gerçek boyutları ile görürsek, yalın gerçeklikle, işte o zaman kendimizi Fatih olarak görürüz.

Mahir Kılıçoğlu

mahirkilicoglu@gmail.com

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #