MUSTAFA SALİM salimhoca@hotmail.com

CUMHURBAŞKANIMIZA MEKTUBUMDUR; İYİ BİR KABİNEYE İHTİYACIMIZ VAR

03 Haziran 2023 Cumartesi 13:59

Dünyanın gözleri önünde cereyan eden bir seçim süreci yasadık ve tekrarlanan ikinci seçimle de bunu Anadolu İrfanıyla taçlandırarak sonuçlandırdık,  elhamdülillah.

Birçok vatandaşımız farkında değildi belki ama bu seçimle, bir 15 Temmuz gibi bir ihaneti hatta ondan da daha tehlikeli bir badireyi atlattık. Bu milletten rahatsız olan karanlık bir gücün eli daima ensemizde. Özellikle de son yirmi bir yıllık iktidar geçmişinizde yaşadıklarımız bir siyasi çekişmenin çok çok ötesinde olan şeylerdi. Bir milleti yok etmenin bir final mücadelesiydi. Osmanlının son iki asrında başlayan tökezlemeler nasıl ki birlik ve beraberliğimizin zedelemesiyle bir imparatorluğun çöküşünü hazırlardı, bilahare kendisine gelmeye çalışan bir milleti, başbakanını idamla yeniden yok oluşun kenarına getirdiler ve yok oluşumuzun vaki olacağı günü dört gözle beklediler ki bu hayalleri Erdoğan’la başlayan yeniden diriliş süreciyle büyük bir darbe yedi.

Seçim, Anadolu’ya sahip çıkan ruhun zaferiyle sonuçlandı. Belki bu zaferin tohumlarını 15 Temmuz’da attık. Fakat tohumun yeşermemesi uğruna mücadele veren güruh daha önceden olduğu gibi o günden sonra da hiç durmadı. Geldiğimiz bugünden sonra mücadelenin meyvelerini devşirmek gerekir. Bereketli harmanlar kaldırmak gerekir. Bu da ancak yine bu ruhla ikame edilecek bir kabine ile mümkün olacaktır. Ak Parti’nin felsefesini anlamayan, gayesini bilmeyen, ufkunu göremeyen insanların sızmalarına asla fırsat verilmemeli.

15 Temmuz ihanet girişimi milletin sağlam iradesine çarpınca, belki o gece meydanlarda olmayan bir sürü ihanet taraftarlı tiplemelerin daha sonraki nöbetlerde boy boy resim çektirerek kendini iktidardan taraf gösterenlerin daha sonra bir şekilde devlet kademelerine sızmaları gibi bu kazanılmış zaferimizden sonra düne kadar ikitadrın aleyhine iş görenlerin bu makamlara yaklaştırılmaması gerekir.

Bu sıradan bir seçim değil. Öyle olmadığını muhalif kesimin seçimden sonraki ağlayışları ve kinlerinden kaynaklı davranış biçiminden bile anlamak mümkündür. Bu seçimle Anadolu’nun hakimiyetinin tekrar asıl evlatlarının eline geçtiğini gören azınlık tiplemeler elbette memnun olmayacaklardır. Yine de kendi ruh dünyalarına yakın insanların hükümette yer almalarına çalışacaklardır.

Bundan önceki karolaşmalarda maalesef ruh kökenlerimize uygun olmayan bazı bürokratların istihdam edilmesi akabinde kendi dünya görüşünden olanlarla makamlarındaki personeli istihdam etmeleri, Ak Parti dönemi olmasına rağmen o kurumlarda hükümetin aleyhine çalışan bir çok insanın varlığı rahatsızlık verecek boyutlara ulaşmıştı.

İyi bir kabine beraberinde iyi bir bürokrasinin teşekkülü demektir. Bürokratlar, hükümetlerin halka açılan kapılardır. Bu kapıların güven vermesi gerekir. Orhan Gazi’nin devlet işlerini imanlı insanlara verme gayretini unutmamak gerekir.  Elbette bu devlette her kesimden insanın çalışmasına ihtiyaç duyulacak, ancak kast ettiğimiz önemli idari karolara bu türden insanların yerleştirilmemesidir.

Bu seçimin yirmi yıllık geçmişini ve son bir yılda gergin bir ortamda yaşadıklarımızı düşünüp akabinde tüm karalama ve baskılara rağmen seçimi kazanmamız bir mücadelenin ürünü olsa da kabineye getirilecek isimlerin uygun insanlardan olması, iyi oynayan bir takımın maçı gollerle neticelendirmesi manasına geleceğinden bu makamlara liyakat ehli kimselerin seçilmesi bu nedenle çok önemlidir. Liyakat sadece teknik donanım olarak algılanmamalı. Teknik donamımla birlikte iman eksenli liyakat çok önemli bu manada.

Uygun olmayan bir bakan elbette bakan yardımcılarını kendi dünyasından olan insanlardan seçecektir. Aşağıya doğru zincirleme devam edecek bu yapılanma genel müdürleri, daire başkanlarını ve onlara bağlı şube müdürü ve uzmanların belirlenmesini de beraberinde getirecektir.

Bu dönemde odasına girdiğimizde selamımızı, 28 Şubat sürecini hatırlatan o soğuk karşılamanın terennümü olan “merhabalar”la karşılık bularak muhatap olmak istemiyoruz.

Atandıkları kadrolarının ilk günlerinde bir iki rekat namaz kılarak kendisini Anadolu irfanından gelenler gibi gösterip daha sonra müslümana gavur eziyet çektiren genel müdürler istemiyoruz.

Bu genel müdürlerin atadıkları ahlak yoksunu daire başkanları istemiyoruz.

Milletle hükümetin arasını bozacak tiplemeler istemiyoruz.

Anadolu’ya görev icabı gönderilen bakanlık personelinin  milleti, dini inancından dolayı hor gören, örf adetini alaya alan insanlardan olmasını istemiyoruz.

Masalarında otururuken hükümetin icraatlarını muhalif kanadın ağzıyla karalayıp sonra da el üstünde tutulan bu tiplemeleri istemiyoruz.

Ak Parti, sıradan bir siyasi teşekkül değildir. Hakkın yanında olan, davası hak, mazlumu gözeten bir hareketin adıdır. Bu da imanlı duruşundan kaynaklanıyor. O sebeple Erdoğan’ın kazanmasını İslam’ın zaferi olarak gördüklerinden tüm batı cephesi karşımızdaydı. İçimizdeki işbirlikçilerini o yüzden üstümüze sürmüşlerdi. Bu seçim, medeniyetler arası bir mücadelenin sonucunu belirlediği için önemliydi. Hamdolsun Rabbime, bu seçim inananların zaferiyle sonuçlandı. Batının bastırmak istediği Erdoğan değildi, onun üzerinden İslam’ı bastırıp boğmaktı. Silahsız ve cephesiz bir savaştı ama yenilmemiz halinde oluk oluk kanların akacağı bir sonuç bekliyordu Anadolu ve İslam alemi.

Anadolu, liderine sahip çıkmamasının acısını II. Abdulhamid han hazretlerinden itibaren iliklerine kadar hissetmiş ve ikinci hatasını Menderes’in idamına giden yolu açacak sahipsizliğyle perçinleştirerek devam ettirmiş ve bu sebeple atmış yılımızın buharlaşmasına neden olmuştur.  Bu seçimle üçüncü bir hataya gelmeyi göze alamayan bizler, Erdoğan’a sahip çıkarak o makus talihi tersine çevirmesini gayet iyi bildik…

Onun için geçmiş olsun Türkiye’m diyoruz. Büyük bir badireyi atlattık elhamdülillah. Ya milletin hilafına olanlar ipi göğüsleyecekti ve bir yüz yılımız daha ipotek altına alınacaktı ya da Anadolu’nun gerçek unsuru olan bizler kazanarak yeni Türkiye Yüzyılı inşa edecektik. Bu seçimi hak yol kazandı, haklılar kazandı.

Bu seçimi;

hizmet edenler kazandı; yalan, karalama, aldatma peşinde olanlar kaybetti.

İHA ve SİHA’lar kazandı, soğan edebiyatı yaparak halkı baskılayanlar kaybetti.

Akıl kazandı, duygu ve hissiyata tamahkarlar kaybetti.

Gerçekler kazandı, hayal âlemindekiler kaybetti.

Anadolu İrfani kazandı; hem de kendisini dünyadan daha büyük gören beşli zulüm çetesinin gücünü arkasına alan Muhalefet İttifakı’ının tüm çabasına rağmen.

Ak Parti’nin 2002 yılından itibaren bugüne kadar ülkenin yönetiminde olduğu yirmi bir yıllık geçmişi değerlendirdiğimizde, kabinelerin  günün şartlarına bağlı olmak üzere yapılan hassas hesaplamalar nedeniyle istenmeyen isimlerden teşekkül edişine millet olarak karşı çıkışlarımız olsa da devletin derin aklının devrede olduğuna olan inancımız birçok nahoş gelişmeleri sinemize çekmeye yetiyordu.  Birlik ve beraberlik için böyle davranılması gerektiğine kani idik. Sonuçta yapıcı olan biz asli unsurlardık. Yıkıcı değil yapıcı olanlar bizlerdik. Güç dengelerinin gözetilmesi gerektiğini biliyorduk. Uzaylı değildik biz. Dünya gerçeklerini çok iyi biliyor ve okuyorduk. Karşımızda düşünmeden hareket eden, şımarık, menfaatinden başka bir şey düşünmeyen, gününü gün etmeye çalışan, istikbalimizle ilgili planları olmayan, zihnen iğdiş edilmiş bir kitle vardı. Bu kitlenin keşmekeş olmuş yapısından hoşnut olan harici unsurlar da yok değildi. Bir yerde böyle fabrika ayarlarına ihtiyaç duyulacak şekilde hor kullanılan bir yığın vardı karşımızda ve onların tasasını da yine bizler çekiyorduk. Çünkü hasta ruhlu bir çok insan peydahlanmıştı bu topraklarda. Yapıcı olmanın elbette getirisi ve götürüsü olacaktı.

Seçimden sonraki hezeyanlara bakıldığında bu kesimin kin ve garezlerinden ödün vermeyerek sağa sola saldırmaları artık devlet eliyle bir müdahalenin gerekli olduğunu ortaya koymaktadır.

Devleti zayıf düşüren odakların bir bir temizlendiğini görmek umut vericidir. Devletin daha da güçlü olması önemlidir bu da insan gücüyle olur. Kabinenin emin ellerde olmasıyla ancak mümkün olabilecektir. Dirayetli, diğergam, devletin menfaatini kendi menfaatleriden önce gören, imanlı, edep ve ahlaken şeffaf olan kimselerden olması gerekmektedir.

 

Mustafa SALİM

03 Mayıs 2023 ANKARA

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
Abdullah
Bu ülkede iki kişiden biri, Siha karı, ihaları, toggu ve diğer tüm değer yaratan hizmetleri istemedi.. Türkiye'de iki kişiden birinin, Suriye'deki tehlike, Akdeniz'de ki kuşatma, Egede bize uzatılan namlu umurunda bile olmadı.. Türkiye'de iki kişiden biri, Türkiye'nin Dünyada söz sahibi olmasından mutlu olmadı.. Türkiye'de iki kişiden biri, Suriye'yi kuşatan bütün belaların PATRONU OLAN ABD den rahatsız olmadı, 100 yıl öncesine kadar kendi vatandaşı kendi dininden olan SIRİYELİLERİ başlarına ne geleceği umurlarında olmadan ülkemizden kovmak istedi ... Türkiye'de iki kişiden biri, Türkiye'de 80 yılda yapılmayan hizmetlerin 100 katını Yaptığını görevi diye baktı.. Önce bu sosyolojik TRAVMAYI sorgulamak sonrada her ilin milletvekilinin nasıl çalıştığını sorgalamak lzm.. Çünkü MV ler eskisi gibi seçimden seçime halk ile bir arada olduğu için bu samimiyetsizliğin faturası partiye kesildi.. Saygılar
Mustafa
İnşallah yeni kabine Türkiye yüzyılının imzası olur
Tahir Çelebi
Kesinlikle katılıyorum tüm yazdıklarınıza.
Ahmet Aydın
Gönül dostum kalemine sağlık.nice fetihlere inşaallah