Öyle bir afet yaşadık ki dünyada eşi ve benzeri yok. Bu afetle birlikte milletçe öyle şeyler yaptık ki dünyada bir örneği yok. Yıkıldık, mahvolduk, şehirlerimiz, kasabalarımız, köylerimiz adeta haritadan silindi.

Kimi uzmanlara göre 8 şiddetine denk bir depremler zincirini, kimi uzmana göre en fazla 12 olan deprem skalasının 11’ini gördük. Felaketin boyutu o kadar büyük ki hala tam olarak kavramış değiliz.

Bu depremle büyük kahramanlıkları gördük, büyük ihanetleri de. Enkaz başında elleriyle, tırnaklarıyla bir can daha fazla kurtarma telaşıyla yemeyi içmeyi unutanlar olduğu gibi, “Baraj Çatladı” yalanını atıp depremzelerde ve onlara yardıma gelenlerde büyük panik oluşturan hainleri de gördük.

Bu günleri öyle ya da böyle atlatacağız. Hesap sorma günü geldiğinde hesap sorulacaklardan milletçe hesap da soracağız. Önce şu enkazı kaldıralım ama…

Bu depremde, depremzedelerin yardımına koşan yüzbinlerce insanımız oldu. Onlardan biri olan sevgili kardeşim Furkan’ın paylaştığı yazıyı sizlere sunuyorum:

“Kardeşlerim, sevgili arkadaşlarım...

9-10 gündür Adıyaman'da deprem bölgesinde sahadaydım. Harabe olmuş güzide şehrimizin her bölgesini, ilçelerini, köylerini karış karış arşınladık. Sosyal medyada deprem ile ilgili çok fazla spekülasyon yapıldığı için kendi izlenimlerimi aktarmak zorunda hissediyorum.

Öncelikle acımız tarif edilemeyecek derecede büyük… Yaralarımızı bir anda saramayız maalesef, bu eşyanın tabiatına aykırı. Ama bu büyük millet Allah'ın izniyle eşi benzeri görülmemiş bu felaketin de üstesinden gelecektir.

Herkesin kendi meşrebine göre güvendiği bir yere yardım yapması gayet doğaldır lâkin şunu da unutmayalım; ülkemizin tüm fraksiyonlarına ait STK'ları ODTÜ mezunlarından tutun Diyanet Vakfına, Urfa Mavera İlim Kültür Derneği'ndeki gençlerden tutun AFAD gönüllülerine kadar herkes canhıraş bir şekilde insanların yaralarına merhem olmak için varı yoğu ile mücadele ediyor.

Kahraman askerlerimiz, Kamu kurumlarına ait pek çok gönüllü personelimiz, fedakâr polisimiz, madencilerimiz vs vs… herkes, hiçbir ayrımcılık yapmadan yekpare vücut olarak çalışıyor. Biz bu büyük felakete rağmen dimdik ayaktayız ve dünyada eşi benzeri görülmeyen bir gayretle toparlanmaya çalışıyoruz.

Evet, biz kul olarak Allah'ın hükmü karşısında aciziz; lâkin Devletimizi aciz göstermeye çalışan "KANSIZLARA" sakın ama sakın itibar etmeyiniz! Birliğimizi bozmaya çalışan hainlere de inanmayınız.

Sosyal medyada bol bol pohpohlanan, şişirilen ve daha üç gün önce kurulan oluşumlar bu yardım ve desteklerin en fazla %1 ini yapıyorlar, ben onlara sahada denk gelmedim, sahada reklam yapmayan gerçek kahramanlar (asker, polis, gönüllü ve isimsiz neferler) destan yazıyor.

Güzel ülkemin geleceği olan değerli genç kardeşlerim, fönlü saçlarıyla sıcak ofislerinde çalışıyoruz diye gezen SOSYAL MEDYA MAYMUNLARINA itibar etmeyiniz. İnanın sahadaki genç kardeşlerim onlardan çok daha güzel işler çıkarıyor.

Lütfen kendi meşrebinize göre bir STK da görev yapıp sahada en azından insanlara bir taş çorba bile verirken muhabbet ve tatlı dil ile onların yanlarında olduğunuzu hissettirin, o da olmuyorsa en azından iki damla göz yaşı ile dua edin.

Her şeyden şikâyet etmek yerine yasımız bitene kadar karınca kararınca vazifemizi yapalım; hiç değilse depremzede kardeşlerimize dua edin...

Allah'a emanet olun.”