Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil Bin Ahmed el-Cubeyr, Katar’ın Arap ülkeleriyle ilişkilerini tamir edebilmek için Filistinli Hamas ve Mısır’da Müslüman Kardeşler’e verilen desteğin sona ermesi gibi bir dizi adım atması gerektiğini söylemiş...
Erbakan hoca olsaydı "Hadi ordan, hadi ordan" derdi herhalde. Filistin davasının en büyük mücadele örgütü ve partisini kendine düşman belleyen Araplar, İslam dünyasının şiddete bulaşmamış sivil toplum örgütü Müslüman Kardeşleri de terörist ilan eden yönetimler belliki kendi iradeleriyle hareket etmiyorlar.
Müslüman kardeşler, orduda, bürokraside, aynen FETÖ örgütü gibi 80 yıllık mücadelesinde etkin bir konuma gelebilirdi ancak bunu yapmadı. Arap Dünyasında radikalizmin ve terörizmin önündeki en büyük engel Müslüman Kardeşler örgütüdür. Öyle olmasa, çok güçlü toplumsal tabana sahip oldukları Mısır'da terör başını alıp giderdi.
Katar’ın Ulusal ve Uluslararası başarıları, İslam Dünya’sının vicdanı muhasebesinde icraatları basına yansıyor. Suriye, Filistin, Mısır ve Irak konularında Türkiye ile ortak hareket eden Katar’ın, ekonomik olarak da yatırımlarını Batı’dan Türkiye’ye kaydırmaya başlaması belli ki birilerini ciddi olarak rahatsız etmiş. Oyun büyük, oyun derin bir komplo içeriyor. Güçlü ve büyük Türkiye’ye karşı tutmayan tuzakları şimdi ordusu yetersiz, nüfusu az Katar’ı devirerek Türkiye’yi Ortadoğu’da tamamen yalnız bırakma hesabını yapıyorlar.
Bundan 6 ay önce İslam Ordusunu konuşuyorduk. Bugün Arabistan öncülüğündeki Arap milliyetçileri, bu orduyu Arap NATO'suna çevirmeye karar vermişler. İlk hedefleri de, kendilerinden farklı bir siyaset izleyen, özgün politikalarla hem ülkesini zengin eden, hem de dünya da çok etkin konuma sokan Katar'ı harcamak. Amaçları da Katar'ın zenginliklerini ele geçirerek, içine düştükleri ekonomik krizden çıkmak. Yoksa terör-merör bahane...
Kur'an'da "Araplar inkâr ve nifak bakımından daha ileri ve Allah’ın peygamberine indirdiği hükümlerin sınırlarını tanımamaya daha yatkındırlar. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Tevbe 97) buyuran rabbimiz, herhâlde bu ayeti Peygamber Efendimiz devrindeki Araplara demiyordur sadece. Eğer öyle bir şey dersek, Kur'an'ı tarihsel bir kitap konumuna indirmiş oluruz ki bu da ciddi bir iman sorunu teşkil eder.
İslam Dünyasının birlik ve beraberlik içinde olması gereken dönemde Suudi Arabistan ve Mısır başta olmak üzere bazı Arap Ülkelerinin Katar'la ilişkileri dondurma ve ekonomik ve siyasi abluka kararı kimseye yaramayacaktır. Hele Suudi Arabistan ve Mısır'a hiç yaramayacaktır. Bu krizden, kısa süreli kârlar edebilirler ancak hem Mısır hem de Suudi Arabistan İslam dünyasındaki itibarlarını ve saygınlıklarını tamamen kaybetmiştir...
Müslümanların kanı üzerinden siyaset yapan Batılılar, aynen 20. yüzyılı esir aldıkları gibi, 21. yüzyılı da esir alıp, dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda yönetmek istiyorlar. Bunu da İslam Dünyasındaki ajanları, devşirdikleri adamları eliyle yapıyorlar.
Bütün olan biteni Allah görüyor, biz de bunlara şahit oluyoruz. “Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.” (Enfal 30)… Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmayacaktır. İnsanların canı ve kanı üzerinde saltanat sürenlerin saltanatları uzun olmayacaktır. Mülk Allah’ındır, O onu dilediğine verir… Dönüş yalnız onadır… Biz ibretle olan biteni izliyoruz, bu oyunun nereye varacağını hep birlikte göreceğiz…
Mahir KILIÇOĞLU
mahirkilicoglu@hotmail.com