MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

EĞİTİM CİDDİ BİR İŞTİR

21 Ekim 2016 Cuma 01:49

Tarih 16 Temmuz 1921, Yunan orduları Polatlı önlerine kadar gelmiş. Ankara'da bir toplantı var, Türkiye'nin her tarafından gelen insanlarla... Düşmana karşı yapılacak savaşın toplantısı değil, nereye kaçacağızın toplantısı hiç değil; "I. Maarif Kongresi"!...

Tam beş gün süren bu kongreden sonrada 22 gün 22 gece süren Sakarya Meydan savaşı yapılıyor.

29 Ekim 1923'ten aylar önce Türkiye 15 bölgeye ayrılıyor ve bu bölgelere toplam 15 yeni öğretmen okulu açılıyor.

Atatürk, kurduğu cumhuriyetle, yıllarca eğitimsiz kalan bir toplumu eğitmekle işe başladı ve onun başlattığı hareketin başarıya ulaşmasının arkasında bu sır vardır.

Bugün yeni bin yılı kurma iddiasını taşıyorsak onun yolu, eğitime her şeyden daha fazla önem vermekten geçiyor. Bu da ancak öğretmenlerin nitelikli ve öğretmenlik mesleğinin en cazip meslek olmasıyla mümkün. Çünkü istenildiği kadar teknolojiyle donatılsın okullar, istenildiği kadar ciddi programlar hazırlansın, öğretmen niteliğinde, öğretmenlik mesleğinde itibar sorunu varsa eğitimde başarıyı yakalamak zor olacaktır.

Kur'an'da Tevbe Suresi 122'de

"Müminlerin hepsinin toptan sefere çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminde bir gurup dinde (dinî ilimlerde) geniş bilgi elde etmek ve kavimleri (savaştan) döndüklerinde onları ikaz etmek için geride kalmalıdır. Umulur ki sakınırlar."

buyuruyor rabbimiz. Savaşın en çok kızıştığı dönemlerde bile eğitim öğretim faaliyetlerinin kesintisiz devam etmesi gerektiğini en açık şekilde ifade eden bir ayet bu ayet.

Dolayısı ile çok önem verilmesi gereken eğitimin, sadece şekil olarak değil, doğru hamlelerle ve doğru yöntemlerle, kesintisiz bir bütünlük içinde planlanması ve yönetilmesi gerekiyor.

İnsanların geleceği kadar zenginlikleri de eğitimden geçiyor. Dünya'da gelişmiş ve gelişen ülkelerinin en belirgin özelliği yüksek düzeydeki eğitilmiş insan gücüdür.

İnsanlarımızın, her yaş ve düzeyde eğitilmesi yönünde ciddi çalışmalar var ülkemizde. Eğitimin ciddi sorunlarıyla beraber eğitim sisteminin yeni çağa hazırlanması gibi bir sorunu aşması gerekiyor. Değişen dünyanın değişen koşullarına çabucak uyum sağlayacak ve yeni çağın sorunlarına yeni çözümler bulacak beyinlerin yetiştirilmesi gibi bir misyonumuz var.

Bütün bunların ötesinde nitelikli insan gücünün oluşturulması için eğitim sisteminin yeniden ele alınması gerekiyor. Öğretmen eksikliği çeken okulların, ikili eğitim veren okulların, sınavlara hazırlık telaşıyla geçen okul günlerinin yeniden ele alınması gerekiyor. Çocuklarımız bir enstrüman çalmadan, bir sporu hobi edinmeden, bir sanat dalıyla meşgul olmadan okullardan mezun olmamalı.

Eğitim sisteminin dört başı mamur hale gelmesi için en başta öğretmen niteliklerinin artırılması yönünde ciddi çalışmaların yapılması gerekiyor. Yıllarca müzik dersi aldığı halde bir flüt çalamayan, yıllarca İngilizce dersi aldığı halde hâlâ iki kelimeyi bir araya getirip İngilizce konuşamayan milyonlarca zeki çocuklarımız var. Hâlâ, geçim derdinden kendini geliştirecek fırsatları değerlendiremeyen öğretmenler var.

Eğitim ciddi bir iştir. Eğitim bir ekonomistin, bir doktorun, bir avukatın, bir gazetecinin öyle hemen anlayamayacağı kadar profesyonellik taşıyan bir iştir.

Bir nesli eğitememenin sonuçlarını bir millet çeker. Bir milletin cehaletinin sonuçları yeri gelir dünyanın en önemli sorunu olur. Tarihe yön vermiş, tarih yazmış, tarih yapmış, geniş bir coğrafyaya hâkim olmuş ve hala bu coğrafyalarda yaşayan bir milletin fertleri dünyanın en kaliteli ve nitelikli eğitimini almalı. Çünkü onların tarihi misyonu bunu gerektiriyor. Sadece fen bilimlerinde, matematikte değil, sanatta, sporda, kültürde ve edebiyat alanında dört başı mamur bir eğitim vermeliyiz gençlerimize.

İşte bunun için öğretmenin de dört başı mamur bir eğitimden geçmesi gerek. Öğretmenin niteliği onun alanında yeterli oluşuyla ilgili değildir sadece. Öğretmenin, eğitimi bir aşk ile, sanatçı hassasiyeti ve duyarlılığı ile mesleğini yapması gerekiyor. Öğretmenin gerçek anlamda sanatla, sporla, kültürle ve edebiyatla ilgilenebilmesi ustalaşması ve örnek olabilmesi gerekiyor.

Atatürk öğretmenle başladı, öğretmeni önemsedi ve değer verdi. Öğretmen yetiştirmeye çok büyük önem verdi. Onun kurduğu devlet ne askerin, ne polisin ne yargının sırtında yükseldi. Onun kurduğu devlet, ülkenin en ücra köşelerine, en ıssız köylerine ve kasabalarına giden öğretmenler eliyle yükseldi, kök saldı.

Şimdi yeni bin yılın şafağındayız. Sadece bizim değil, bütün insanlığın geleceğini kurtarmak için başlanılması gereken yer yine eğitimdir, yine öğretmendir. Eğitilmiş insan gücü, katma değerdir, servettir. Eğitim bugün dünden daha önemli ve eğitim her zamankinden daha ciddi bir iştir.

Mahir KILIÇOĞLU

mahirkilicoglu@hotmail.com

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #