MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

EL YAZISI ‘EL’ YAZISI OLDU

03 Nisan 2017 Pazartesi 02:06

Sanki eğitimde en büyük sorun bitişik-eğik yazı dediğimiz el yazısıymış gibi yıllardır sürekli gündemde tutuldu. Sorunun yazının kendisinden kaynaklanmadığı bu kadar aşikârken, yazıya gösterilen tepkiler çapımızın ne kadar olduğunu gösteriyor.

Türkiye’nin gelecek vizyonu bir yazıya takılıp kaldı. Yazı konusunda karar alanlar, eğitim konusunda devam eden eleştirilere karşın el yazısını kurban vererek şimdilik günü kurtarmış görünüyor. Bunca yıldır yapılan büyük yatırımlara, yüksek bütçeli harcamalara rağmen eğitimde bir arpa boyu ilerlemeyişimizin sebebi demek ki el yazısıymış.

Eğitim-Bir-Sen el yazısı karına tepki gösterdi. Yapılan açıklamada:

“Eğitimle ilgili kararlar alınırken, paydaşların görüşüne müracaat etme, alandaki uygulayıcıların tecrübelerinden yararlanma, uygulamayı yakından takip ederek alınan dönütlere göre düzeltmede bulunma gibi bir yöntem benimsenmediği için, bürokrasinin koridorlarında alınan kararlar bürokratik makamlarda nihayete ermektedir. Bu anlayış, ‘Millî Eğitim’de niçin başarılı olamadık’ sorusunun da cevabıdır.” denildi.

1928 yılında geçtiğimiz Latin harfleri, Batı’da nasıl kullanılıyorsa öyle kullanmalıyız. Biz bu yazıyı 89 yıldır kullanıyoruz, adamlar 2 bin yıldır kullanıyor. Google’a ‘hand writing samples’ yazın, görsellerde, bizim el yazısı dediğimiz bitişik-eğik yazı örneklerinden başka bir şey göremeyeceksiniz.

İnsanlar tuhaf tuhaf sevinç naraları atıyor. Medya’da ilginç yazılar kaleme alınmış. Bunlardan biri, Kamuexpress’e de konulmuş. Yazar; “Bunca zorlama yıllardan sonra defterlerin,  bitişik eğik yazı istibdadından kurtuluşu ile birlikte dik temel harfler ile hürriyete kavuşacağını umuyoruz ve arzuluyoruz

Ne büyük bir istibdattan kurtulmuşuz be… İnsanın havsalası almıyor gerçekten. Altı üstü bir yazı… Dik temel harfleri hürriyetine kavuşturmak da ne oluyor anlamadım. Birileri kraldan çok kralcı mı geçiniyordu yoksa?

Bu ülkenin eğitim konusunda yazıdan çok daha büyük sorunları var. Bizler, müfredat konusunu bu kadar tartışmadık. Bizler eğitimin nasıl bir insan tipini model aldığını hiç konuşmadık, konuşmuyoruz. Bizler, çocuklarımızın TEOG’la başlayan, KPSS ile sonlanan sınav maratonlarında harcandığının farkında değiliz. Bizler aynı Pink Floyd’un ‘Another Brick In The Wall’ şarkısındaki gibi çocuklarımızı eğitiyoruz. Bir enstrüman çalmadan, bir spor dalında beceri sahibi olmadan, bir sanat dalını kendine hobi edinmeden, gelecekle ilgili bir vizyon sahibi olmadan ve ülke için kendine memuriyetten başka bir misyon vermeden okullardan çocuklarımızı mezun ediyoruz.

Önümüzdeki 1000 yılı kurmamız gerek. Bu ancak iyi bir okul modeli ve eğitim sistemiyle olur. Bunun başka yolu yok. Bizler, Nizamiye medresesi modeliyle 20 yüzyıla kadar güçlü ve birikimli geldik. Bu modeli güncelleştirmekte çok geç kaldığımız için 20. yüzyılı kaybettik.

Şimdi 21. Yüzyılın şafağındayız. Batı bizim çok çok önümüzde, yeni model arayışında. Bizler hala sınav maratonunda, çoktan seçmeli sorulardan daha fazla net yapma derdindeyiz. Acayip bir sınav çılgınlığıyla beyinler iğdiş ediliyor.

Ülkemizde o kadar yetişmiş eğitimci akademisyen, eğitimci öğretmen, yönetici varken, eğitimle ilgili kararlar birbirine taban tabana zıt tartışmalarla heba ediliyor.

Demokrasi halkın çoğunluğunun fikirlerini yönetime uygulamak değildir her zaman. Çünkü insanlar, bazen doğruya, iyiye, güzele, aydınlığa ikna edilmeli. Siyasiler, ilim adamları, aydınlar buna ön ayak olurlar. Toplum, onlar sayesinde aydınlanır ve geleceğe doğru emin adımlar atar.

Bizler, toplumun sınavlarla ve kamu memuru olma motivasyonu ile şekillenmiş eğitim anlayışıyla eğitimi şekillendiremeyiz. Yeni bir insan modeli, yeni eğitim sistemi, yeni motivasyonlar ve yeni gelecek algısını ortaya koymamız gerek. Kahramanlık, cengaverlik öyküleriyle askeri zaferler elde edilebilir ancak onu besleyen eğitim çalışmaları, iktisadi çalışmalar olmazsa, askeri zaferlerin ömrü kısa olur.

El yazısı küçük mesele, sınav sistemi esas derdimiz. Eğitim sisteminin yeniden kurgulanması, öğretmenlik mesleğinin yeniden yapılandırılması, toplumun eğitim algısının sabır ve sebatla yeniden şekillendirilmesi gerekmektedir. Bugün el yazısı konusunda onu kaldırmak yerine, bireysel farklara önem veren değişikliklerle devam ettirmeyi seçseydik, konu bu kadar tartışılmazdı. El yazısı, gelecek neslin beğenerek kullandığı, kullanmakla övündüğü yazı modeli olarak devam ederken, diğer tercihlerde varlığını devam ettirdi. Dilerim Milli Eğitim Bakanlığı bu kararından döner ve bireysel farklara saygı duyan, öğretmen yeteneklerini ön plana çıkaran bir yazı modeli ile eğitime devam etmeyi seçer.

Mahir KILIÇOĞLU

mahirkilicoglu@hotmail.com

 

NOT: Değişiklikle detaylar ortaya çıkmış. 3. sınıftan itibaren güzel yazı dersiyle çocuklara el yazısı eğitimi verilecekmiş. Daha önce 2. sınıfta başlayan el yazısı eğitiminin 3. sınıfa kaydırıldığı anlaşılıyor.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #