Millî Eğitim Bakanlığı, okullarda uygulanan ders yükünü azaltma çalışması yapıyor. Bu 2023 Eğitim Vizyonuna girmiş bir çalışma. İki gün önce gazetelere bu çalışma kapsamında lise son sınıfların üniversite hazırlık sınıfları olacağına dair bir düzenlemenin yapıldığı bilgisi yansıdı.
Buna göre lise müfredatı 3’üncü sınıfta tamamlanacak ve 4’üncü sınıfta sadece Türkçe, Matematik, Tarih ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi zorunlu temel dersler olarak yer alacak. Öğrenciler lise son sınıfta sadece üniversite hazırlık için eğitim göreceklermiş.
İnternette çıkan haberlerin özeti bu şekilde geçilebilir. Kuşkusuz bu mevcut sistem içinde en çok öğrencileri ve öğretmenleri rahatlatan bir düzenleme olacaktır. Bizim değerlendirmemiz ise bu konuda farklı olacaktır.
Daha önce bu köşede sınavların gençleri zehirlediğini, en verimli çağlarında gençlerimizin vakitlerini sınavlara hazırlıkla geçirdiklerini, sorunun bu sınavlarda olduğunu defalarca dile getirmiştik.
Milli Eğitim Bakanlığının Öğretmen Strateji Belgesine bile giren konudur bu sözünü ettiğimiz şey. KPSS sınavlarının eğitim fakültelerinin son sınıflarındaki eğitimi bile etkilediği ve KPSS nedeniyle derslerin amacına uygun işlenemediği MEB Öğretmen Strateji Belgesine girmiş bir durum olduğunu daha önce yazmıştık.
Lise öncesi, üniversite öncesi ve devlet memurluğuna atanma amacıyla gençlerin en az iki yılının bu sınavlara hazırlıkla geçtiğini de bu köşede defalarca yazmıştık.
Şimdi bunu kendi elimizle resmi hale getiriyor ve lise eğitimini ÖSYM’nin insafına teslim ediyoruz. ÖSYM tarafından hazırlanan sınavların geçerliliği ve güvenirliği değil sözünü ettiğimiz şey. Çoktan seçmeli sınav sisteminin eğitim sürecini sabote etmesinden bahsediyoruz.
Lise son sınıfları üniversite hazırlık yapma çözümü geçici ve uzun vadede lise eğitimine zarar verecek bir çözümdür. Aslolan lise eğitimini bütünsel değerlendirecek, çok yönlü eğitim ve çok yönlü değerlendirmeyle yapılan bir ölçme ve değerlendirme sisteminin kurulmasıdır.
Bakın 11. sınıflar bile sınav stresi yüklenmeye başladı. Onların da yüklerini azaltmak gündeme gelecek ve bu haklı görülecek. TYT ve AYT’de 32 fizik konusunun sadece 12’sinden soru çıkmış. Bu sınavın fizik öğretimine katkısı olabilir mi? Öğrenciler okullarda “sınavda çıkmayacak konuları neden öğreniyoruz” diyorlar. Haklı değiller mi?
Sınavda çıkmıyor diye o konular önemsiz mi yani? Bu sorunun cevabı bile sınav sisteminin kendisinin eğitime ne kadar zarar verdiğini gösteriyor.
Bakanlık ders yükünü azaltmazken bile öğrenciler son iki yılda artık sadece üniversiteye hazırlanıyordu. En değerli beyinlerimiz toplam 120+80 soruya yüksek oranda cevap verme yarışında helak oluyor.
Zararın ne kadar büyük olduğunu hesaplamak için istatistikçi olmaya gerek yok. 2 yıl üniversite hazırlıkla geçeceğine, 2 yıl bilimsel proje çalışmaları yapılsa milyonlarca beyin ülkemizin ve insanlığın pek çok sorununa odaklanır ve birkaç yılda müthiş ilerlemeler yakalardık.
Bu sınav sistemi içinde bütün çözümler eğitime zarar veriyor. Sonuçta iki yanlış bir doğru etmez.
2023 Eğitim Vizyonun’da sınavlarla ilgili birtakım düzenlemeler var. Buna göre kademeler arası geçiş sınavlarında yarışma ve elemeye yönelik ihtiyacın azaltılması hedefleniyor.
Bu hedefin yapılandırılmasında şu yollar izleneceği belirtilmektedir:
- Okullar ve bölgeler arası farkın azaltılması,
- Tüm okullardaki çocuklarımızın öğrenmelerinin izlenmesi ve desteklenmesi için yapı ve süreçlerin oluşturulması,
- Okul gelişiminin ana eksen olarak yapılandırılması,
- Mesleki ve teknik eğitimin güçlendirilerek sınav talebinin dönüştürülmesi,
- Elverişsiz koşullardaki okulların desteklenmesi ilk bileşenin iyileştirme süreçleri olacaktır.
Yukardaki yolar, ölçme değerlendirmenin iyileştirilmesi için belirlenen ilk süreç olarak Eğitim Vizyon Belgesinde söz ediliyor.
İkinci bileşen ise sınavsız yerleştirme konusunda esnek modeller geliştirilmesi ve merkezî sınavların orta vadede sadece belli amaç ve yönelimlere sahip çocuklar ve okullar için yapılandırılması olarak geçiyor.
Lise ve üniversite hazırlık yorucu, yıpratıcı ve zarar verici bir süreçtir. Gençlerimizin potansiyellerini çok yanlış kullanıyoruz.
Nobel ödülü alacak kadar ciddi bilimsel çalışma yapan bir öğrencinin YKS sınavını geçmedikçe üniversiteye girmesi mümkün değil bu sistemde. Halbuki üniversitede okumayı en ve ilk başta hak edenler; bilimsel, sanatsal, edebi ve kültürel ürünler ortaya koymada akranlarını geçen gençler olmalıdır.
Sonuç olarak lise son sınıfları üniversite hazırlık yapmanın eğitim adına bir faydası olmayacak, hatta uzun vadede zararı olacaktır. Öncelikle sınav sistemine 2023 Eğitim Vizyonunda öngörüldüğü gibi bir çözüm getirilmelidir.
Biz yine de üniversiteye hazırlanan gençlerimizin yükünün ve stresinin azaltılması açısından sadece geçici olmak kaydıyla lise son sınıfların üniversite hazırlık sınıfları olmasını onaylıyoruz.