Kalıcı saat uygulamasına itirazlar yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Ülkemizde GMT +3 olarak uygulanan sabit saat uygulaması nedeniyle ülkemizin batısında kışın güneş saat 8’den sonra doğuyor. İnsanlar gece karanlıklarında uyanıp, yine karanlıkta trafiğe çıkıyorlar. Kış saatine geçiş olduğunda güneş 07’lerde doğacak ancak bu kez saat 16:30 gibi hava kararacak. Hangisi daha avantajlı bunu uzmanlar tüm yönleriyle incelemeli.
Kış saati uygulaması olmadığı için memnun olanlar, olumlu bulanlar da var. Kış saati uygulamasında 7'de doğan güneş sabitlenmiş yaz saatinde 8'de doğuyor. Akşam da tam tersi oluyor. Sabah sokaklarda köpeklerden korkan vatandaşlarımız var, köpeklerden çok insanlardan korkan vatandaşlar da var. Aynı köpekler akşamları da sokaklarda. Köpekler meselesinin doğrudan kış saatinin uygulanmamasıyla ilişkisi yok. Gece karanlığında evinden çıkanla, gece karanlığında evine dönen arasında hiç bir fark yoktur. Güvenlik sadece sabahları problem değil, akşamları da problem. Trafik sadece işe giderken değil, gelirken de problem. Kış saati kimilerine göre gelmeli, başkalarına göre gelmemeli. Ancak bu, bütüncül olarak ele alınmalı. Bazı yayın organlarına yansıyan "Araplarla uyum sağlamak için böyle yapıldı" sözü de kış saati gelsin çağrısı yapanların yaklaşımının ideolojik olduğunu gösteriyor. İstatistik önemli, rakamlar önemli, bunları işin uzmanlarının yorumlaması önemli. Ancak bu süreçte bir takım kesimlerin bütün rakamları ve bilgileri manipülatif ve tek yönlü ele aldığını görüyoruz.
İnternette konu hakkında kısa bir araştırma yaptığımızda ilginç sonuçlara ulaştık. BBC konu hakkında açık, net oldukça tarafsız bir yayın yapmış. Aşağıda verilen linke konulmuş videoda İstanbul ve Van’da sabah 8’de okuluna giden iki öğrenci örnek verilmiş. Biri uyandığında güneş doğmuş oluyor, okul gün ışığında gidiyor, diğeri güneşin doğuşunu okulda görüyor. Gün doğmadan işine ve okuluna giden insanların çilesi ekranlara yansıtılmış.
NTV, İTÜ raporuna göre bir haber yayınlamış. Buna göre kalıcı veya sabit saat uygulaması ile ülkemizde 2016 yılından beri 6,82 Kw saat tasarruf yapılmış. Türkiye’nin 6 yılda 6 milyar ? tasarruf ettiği haberlere yansımış.
Sözcü'nün haberinde Elektrik Mühendisleri Odasının verileri baz alınmış. Buna göre sabit saat uygulamasına geçildiğinden beri elektrik tüketiminde artış görülüyor. Aslında elektrik tüketiminin artmasının Elektrik Mühendisleri Odasının iddia ettiği gibi doğrudan kalıcı yaz saatiyle ilişkisi olamaz. Çünkü kış saati yılda 5 ay uygulanırdı. Ayrıca 2020 yılının verileri de gösterdi ki elektrik tüketiminin artışının kalıcı yaz saatiyle ilişkisinin olmadığını gösteriyor.
BBC videosunda Dr. Sinan Küfeoğlu kalıcı yaz saati uygulaması üzerine elektrik tüketimi ve atmosferik verilerle bir modelleme yaptıklarını söylüyor. Bu modellemeye göre kalıcı saat uygulamasında elektrik tüketiminde herhangi bir azalmanın veya artışın olmadığını söylüyor.
Kalıcı saat uygulaması AB Parlamentosunun da kararıyla Avrupa'da yaygınlaştırılmak isteniyor. Güneş ışığından faydalanmak için pek çok ülke kalıcı saat uygulamasına geçmeyi planladığı BBC videosuna yansımış. Türkiye'nin diğer ülkelerden farkı, doğu-batı doğrultusunda uzanması ve bu nedenle en doğusu ile en batısı arasında 1 saatten fazla zaman olmasıdır. Ülke olarak bu saat farkına çözüm bulamadığımız için hem yaz saatinin, hem de kış saatinin uygulanmasından memnun olmayanlar olacaktır.
Konuyu sürekli gündemde tutanların, kış ve yaz saati uygulamasının yeniden gelmesini isteyenlerin yaklaşımlarını manipülatif buluyorum. Hatta benim basit araştırmamla bile konunun ideolojik olarak ele alındığı intibaı kesinlik kazanıyor. Hâlbuki sabit yaz saatine karşıt olanların, en azında yayıncıların ve siyasilerin, kişisel durumlardan öte ülke gerçeklerine göre sorunu dile getirmeleri gerekir. Bu konuda şimdi de psikolojinin ve tıbbın verilerini kullanılmak istiyor. Konu hakkında ciddi veri yok, spekülatif bir kaç bilgi var. Spekülatif bilgi kullanımı ise bilimsel değil ideolojik bir tutumdur.
Ülkenin batısıyla doğusu arasındaki saat farkı ise yadsınmaz bir gerçektir. Bu nedenle doğu saat diliminin batıdaki şehirlerimizi için uygulanması telafisi imkânsız sonuçlar doğuyor. İnsanlar gece karanlıklarında iş yerlerine varıyorlar. Bu durumdan dolayı zorlanan insanların, şikâyet eden insanların talepleri haklıdır. Ancak kış saatiyle GMT+2’ye geçildiğinde bu kez doğu illerimizin benzer şikâyetleri olacak.
Sonuç olarak ülkemizin batısı ve doğusu arasındaki saat farkı pek çok zorluklara neden oluyor. Batı GMT+3’e uymakta çok zorlanıyor, doğu GMT+2’ye... Ülkemizde iki saat dilimi uygulanması konusunun tartışıldığını ancak olumlu bir karar çıkmadığını biliyorum. Elektrik Mühendisleri Odası 2014 yılında yayınladığı değerlendirme raporunda kalıcı olarak 37,5 doğu meridyenlerinin baz alınarak GMT +2:30 saat diliminin alınmasını önermiş. Ülkemizde iki farklı saat dilimi veya GMT +2:30 uygulanamıyorsa o zaman başka çözümler bulunmalı. Bizim önerimiz ülkeyi 30 dakikalık üç saat dilimine bölüp (saati değiştirmeden) çalışma ve okul saatleri düzenlenebilir. Böylelikle insanların biyolojik saatleriyle de oynanmaz.
Kaynaklar
- http://meb.ai/eh2L70
- http://meb.ai/snTyPR
- http://meb.ai/Kz6Cv3