MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

KIBRIS BARIŞ HAREKÂTININ BAŞKA YÖNÜ 2

28 Ekim 2016 Cuma 21:03

Bugün Suriye’deki kanı durduramayan Birleşmiş Milletler, Türkiye’nin Kıbrıs çıkarması başarılı olunca hemen 22 Temmuz’da ateşkes kararı alıyor. Türkiye’nin başarıları karşısında ABD ve ortakları endişeye kapılıyor. Türkiye’nin harekâtı durdurması için her şeyi yapıyorlar.

15 Ağustosta Türk ordusu doğuda Magosa’yı, Batı’da Lefke’yi alıp, Adanın kuzeyinde tam hâkimiyet sağlıyor. Kıbrıs’a ilk gittiğimde birkaç Mücahit gaziden dinledim, hala esefle anlatıyorlardı;

“Biz ta Larnaka yakınlarına kadar vardık, bize dur dediler. Sonra bir subay geldi ve hemen geri çekiliyorsunuz dediler. Biz istemedik, itiraz ettik, direndik ama kabul ettiremedik o subaya. Ağlaya ağlaya, almak için savaştığımız, kan döktüğümüz toprakları kendileriyle savaştığımız Rumlara bıraktık”

Rumlar sayısı 200 bini bulan askerlerine rağmen telaş içinde kaçmaya başlamıştı. Yunan ordusunun tecrübeli subayları bile artık arkasına bakmadan kaçıyordu. 1922 yılının Eylül ayında, İzmir’de, alelacele gemilere binip Yunanistan’a kaçmaya çalışan Yunanlılar gibi, Rumlar da Limasol limanından gemilere binip kaçma telaşını yaşıyorlardı.

Durum böyleyken, her şey Türk ordusunun lehinde iken, Ankara’dan gelen bir emirle ateşkes yapıldı. 15 Ağustos 1974 günü Türk ordusu durdu. Bu ateşkesle Rum ve Türk sınırları belirlendi. Türk-Rum barış görüşmeleri devam ediyor 42 yıldır.

Eğer harekât, Erbakan hocanın istediği gibi yapılsaydı, bugün kuvvetle muhtemel bir Kıbrıs sorunumuz olmazdı. Çünkü Erbakan hoca, o gün Türk ordusunun adanın tamamında kontrolü sağlamasını ve Rumlarla o şartlarda masaya oturulmasını istemiş. Böylelikle, Rumları daha kolay antlaşmaya ikna edebilirdik diyordu.

20 Temmuz günü başlayan Barış Harekâtı, adaya barış getirdi. Türk ordusunun gücünü test etmeye kalkanlar derslerini aldılar. O gün tüm İslam Dünyasında yürekler Türkiye için attı. En büyük yardımı, askeri eğitimini Türkiye’de tamamlamış olan Libya lideri merhum Muammer Kaddafi yaptı.

Kıbrıs Barış Harekâtı, uyuyan devi uyandırmıştı. Yüzlerce yıl dünyaya hükmetmiş bir milletin evlatları, hiç tahmin edilemeyen bir çabuklukta ve yetenekle aşılamaz denen Rum savunma duvarını asmıştı. Türk ordusu, adada Rumlarla savaşmadı sadece, aynı zaman bu savaş 1922 yılında yarım kalan Türk-Yunan savaşıydı ve adada ciddi bir sayıda Yunan askeri vardı.

EOKA kurucusu Grivas Yunanistan’ın bir Anadolu işgali gazisidir. Onun hayalini süsleyen en önemli şey 1922 yılında acı neticelenen Büyük Yunanistan hülyasının batmasının acısını Türklerden çıkarmaktı. Nikos Sampson’un da en büyük motivasyonu da buydu, Türklerden 1922 yenilgisinin intikamını almak.

Türkiye için Kıbrıs bir vatan toprağıdır. Onun Anadolu’daki herhangi bir toprak parçasından farkı yoktur. Bu nedenle vatan toprağını koruma aşkıyla savaşa koştu Anadolu insanı. O fakir, o biçare bırakılmış Anadolu insanı elindekini avucundaki Kıbrıs için feda etmeye hazır bir şekilde cepheden gelecek haberleri pür dikkat bekledi günlerce.

İslam dünyası, Osmanlı’nın dağılmasından sonra ilk defa Kıbrıs Barış harekâtı ile bir yürek oldular. İslam ülkelerindeki insanlar Türk Ordusunun başarısı için dua ettiler. İşte bu durum ABD ve ortaklarını fena halde korkuttu. Türkiye’yi cezalandırmak için ambargo koydular hemen.

Yetmedi, Türkiye’yi uluslararası arena da Kıbrıs Barış Harekâtından dolayı geri adım atmaya zorladılar. Türkiye’yi adada işgalci gösteren kararı BM’den aldırdılar. Ekonomik, sosyal ve siyasal krizlerle boğuşan Türkiye’yi BM’nin ve uluslararası hiçbir yapının aldığı karar ve uygulama Kıbrıs davasından döndürmedi.

Bugün başımızda bela olan FETÖ örgütünün 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekâtından sonra güçlenmeye başladığını görüyoruz. Sanki düğmeye basılmış gibi, PKK bile 20 Temmuz 1974’ten sonraki süreçte ortaya çıkıyor (1974’te dernek olarak başlayan yapılanma 1978 yılında terör örgütü PKK’ya dönüşüyor). Sadece FETÖ değil, sadece PKK değil, daha pek çok örgüt o yıllarda faaliyete geçirildi ve Türkiye içinde güçlendirildi. Asala örgütü bile 1975 yılında faaliyete geçti. Bizden görünen ancak yabancı güçlere çalışan pek çok örgütün çeşitli adlar altında faaliyet göstermesi, bunların desteklenmesi çoğunlukla Kıbrıs Barış Harekâtından sonra başlamıştır.

Kıbrıs ne kadar önemliyse, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı da o kadar önemli. Her yıl 19 Temmuz’u 20 Temmuz’a bağlayan gece, bugün Yavuz Çıkarma Plajı adı verilen (eski adıyla Platini) yerde Kıbrıslılar Türk askerinin adaya çıkışının kutlamalarını yapıyor ve sabaha kadar nöbet tutuyor. Bizim olan bu zaferin her detayı destanlarla dolu. Kıbrıs Barış Harekâtını Türk ordusundan veya TMT’den* gazilerin ağzından dinlemenizi ve okumanızı şiddetle öneririm.

Mahir KILIÇOĞLU

mahirkilicoglu@hotmail.com

*TMT: Türk Mukavemet Teşkilatı, 27 Temmuz 1957’de Rauf Denktaş ve arkadaşları tarafından kuruldu.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #