MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

KIYAMET BEKLENTİSİ

15 Şubat 2020 Cumartesi 06:00

Kapitalizm sinsi bir şekilde bütün alışkanlıklarımıza ve anlayışlarımıza sinmiş, artık her tarafa sirayet etmiş bir yapıdır. Bu yapının dünyayı getirdiği durum yıkım ve kıyamettir.

İbrahimi dinlerin ortak noktalarından biri de zamanın sonu niteliğinde bir kıyamet beklentisidir. Dünyada egemenliğini ve bütün kurallarını öyle veya böyle kabul ettirmiş olan kapitalizm, Hıristiyan ve Yahudi geleneğin mistik yönünden çok etkilenmiştir. Onlar bu geleneğin vaad ettiği Mesih’i ve akabinde kopacak kıyameti bekliyorlar. İslam toplumu da bu anlayıştan etkilenmiş, Mesih beklentisi olduğu gibi, kendini Mesih ilan edenler de toplumda var olmuştur. Mesih inancı, dünyanın sonu konusunda beklentilerle daha da pekişmektedir.

Her medeniyet, kendisini zamanın sonu olarak görme eğilimindedir. Bu onun ilminden, gücünden ve kibrinden kaynaklanıyor. Dünya üzerinde büyük egemenlikler kurmuş toplumlarda ilmin, servetin ve gücün bir arada bulunduğunu görürsünüz hep. İşte bu zenginlik kibri doğurmuş, kendilerinin sonunun zamanın sonuyla bir olacağı yanılgısına kapılmışlardır.

Bu sadece sömürü medeniyetleriyle ilgili bir durum değildir. Osmanlı devletinde de Mesih ve kıyamet beklentisinin oluştuğunu görüyoruz. Bu beklenti o kadar güçlü şekilde kendini hissettirmiş ki, II. Bayezid döneminde saraya gelen İspanyol denizcinin Osmanlı adına Batı’ya seferlere çıkma teklifi, kıyametin yakın olduğu gerekçesiyle reddedilmiş. Kimmiş o İspanyol denizci biliyor musunuz; Kristof Kolomb… Bu bilgiyi Cevat İzgi’nin ‘Osmanlı Medreselerinde İlim’ adlı kitabında okudum.

Dünyanın bir kıyamete gittiği konusunda beklentiler gerçekleşmeyince, Yahudiler öncülüğünde ve etkisinde Batı, kıyameti çabuklaştırmak için harekete geçti. Bir çılgınlık, bir sapkınlık içinde, delice arzuları ve vahşet duygularını tatminden başka işe yaramayan savaş çığırtkanlıkları da bundan.

Kıyametin ne zaman ve nasıl olacağıyla ilgili kimsenin bilgisi yok ancak, onun alametleri konusunda tartışmalar var. Yüksek binalar falan gibi… İşin ilginç tarafı, her devirde, çeşitli belirtiler kıyamet alameti sayılmış ve buna yorumlanmıştır. Sapkın din anlayışından başka bir şey olmayan bu beklentiler her devirde kendisine muhatap bulmuştur. Günümüzde bazı devletlerin politikasına yön veren esas etkenlerden biri de bu sapkın kıyamet anlayışıdır.

Evrenin bir sonu olduğu, olacağıyla ilgili bilimsel bilgi ve bulgular tartışıla dursun, insanlığın tarihte görülmemiş büyük bir çatışmaya doğru hızla sürüklendiğine dair ciddi gelişmeleri yaşıyoruz. Yeryüzü, nükleer tehditler dâhil, sömürgeci batının elinde daha önce görmediği bir çatışmaya doğru hızla gidiyor.

Hızlı yokoluş, hızlı tükeniş nasıl sonuçlar doğurur bilmiyoruz, şimdiden bunu söylemek erken olur ancak, kıyametin kendi başlarına gelmesini istemeyenler, bunu Müslümanların başına gelmesi için ciddi uğraşlar veriyor.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #