KKTC, Türkiye’de yaşanan krizleri daha derin yaşıyor. Bunun çeşitli nedenleri var ancak yapısal nedenler burada en önemli problemlerdir diyebiliriz. KKTC, 12 Eylül Türkiye’sinin kötü bir kopyası olarak kurulmuş hantal bir devlet yapısındadır. Eski Türkiye’nin müzmin hastalıkları burada daha derin ve uzun yaşanıyor.
Yapısal sorunlar, toplumsal sorunları besliyor. KKTC’de göç, daha çok verilen şey. Öğrenciler olmasa ada bomboş kalacak. Sermayenin ve yatırımın önünde çeşitli sorunlar vardır ve en büyük nedeni yapısal sorunlardır.
İşte KKTC'nin altındaki toprak her gün kayıyor da insanlar farkında değil. 2018 yılında krizin de etkisiyle Türkiye’den gelen öğrenci sayısı %25 düştü.
Kiralar, toplu taşıma, temel gıda, enerji giderleri, iletişim giderleri, sağlık giderleri Türkiye’yle karşılaştırılamayacak kadar pahalı. Üstelik ucuz hizmet yerleri, her keseye göre alışveriş yerleri Kıbrıs’ta yok. Pazarlar bile fiyatlar konusunda zaman zaman marketlerle yarışıyor.
Türkiye'de okumak varken, dünyanın parasını verip öğrenciler Kıbrıs'a neden gelsin. Türkiye’de 2-3 liraya insanın karnı doyabiliyor. Simit Kıbrıs'ta 3 tl iken Türkiye'de 1 TL idi.
Mersin’de fırında pide açan bir ustayla tanıştım geçen yaz.
- Abi, Kıbrıs'a gelsem ne kadar verirler dedi. Dedim 5-6 bini geçmez.
- Orada çalışılmaz ki dedi bana.
- Neden dedim; çünkü ben zaten bu çalıştığım yerde ayda 7500 TL kazanıyorum, dedi.
- Çok iyi kazanıyorsun; Türkiye’de ortalama memur senin yarın kadar kazanır dedim.
- Çok çalışıyorum ama dedi. Günde 14 saati buluyor. Bizde mesai kavramı yok dedi. Ama ben böyle memnunum zaten dedi…
- Peki, dükkân açsam kazanır mıyım diye sordu bana sonra.
Esnaftan duyduklarımı ve gördüklerimi anlattım.
- Pideciler var orada ama şu şartlarda çalışıyorlar. Bir defa odun fırını yasak...
Gerisini dinlemedi bile.
- Odun fırını nasıl yasak olur dedi. Bizim işin güzelliği budur, pide odun fırınında olur zaten dedi.
Biz konuşmaya devam ettik,
- Belirli bir sermayen veya Kıbrıslı ortağın olması gerek. Kiralar, gıda giderleri bu kadar, elektrik pahalı...
- Yok ya dedi adam. Ben Kıbrıs'a gelmem. Sandım ki İngiltere gibi 15-20 bin tl kadar kazanıyorsun da günde 10 saatten fazla çalışmıyorsun falan diye düşündüm dedi.
- Bana daha yüksek ücret teklif edenler var, burada huzurum yerinde, şöyle emeğine değecek bir şey olsa giderim dedi.
İşte Kıbrıs'taki durumu böyle anlatıyorum. Aylık sabit giderler bile ciddi yekûn tutuyor. Arkadaşım dün söyledi; bir aydan fazladır boş olan evine 100 TL elektrik faturası geldi dedi. Bizim Türkiye'de tam teşekküllü elektrik tüketimimiz bile (ocağımız bile elektrikli) 100 TL etmiyor (2018 yazına göre konuşuyorum; çünkü en son o zaman Türkiye’deydim).
KKTC nüfus kaybediyor. KKTC bir sorununu çözemeden sorunlarına yenilerini ekliyor. İnsanlar çıldırmak üzere, eğitim bitik halde, yollar berbat, marketlerde her şey ateş pahası, sağlık sistemi 90’lı yılların Türkiye’si gibi, dünyanın en pahalı elektriğini Kıbrıslılar ödüyor.
Kıbrıs'ta bunlar daha iyi günleri... Daha da beter olacak Kıbrıs. Bu bir öngörüdür, istek ve temenni değildir. Ben sebebini biliyorum lakin bu öyle ulu orta söylenecek şeyler değil…