Memura verilen zam konusunda memnuniyetsiz olanları şükürsüzlükle, kanaatsizlikle ve gözü açlıkla itham edenler oldu. Asgari ücretlileri, özel sektörde çalışanların maaşlarının düşüklüğünü bahane edip zammın fazla olmasını isteyenlere ciddi saldırılar oldu. Zam isteyenlere olmadık hakaretleri yapanlara bir çift sözüm var:
1. Memura yapılan her 1 puanlık zam diğer sektörlerde yapılacak zam üzerinde ciddi baskı unsuru oluşturur. Bu durum en çok da patronları rahatsız ederdi.
2. Memura çeşitli ithamda bulunanların çoğu özel sektörde iş yeri sahibi kişiler. Onlar ücretlerin artmasının kendilerinde de artı zam baskısı oluşturacağı biliyorlar ve sendikalar üzerinde ve memurlar üzerinde itibar suikastları yapıyorlar.
3. Hükümet zamları düşük tutarak özel sektörle muhtemel artı personel istihdamı sorunu yaşamak istemiyordu.
Çalışanların birbirine destek olması gerek. Zam isteyenlere tepki gösteren kesimlerin ciddi bir oranının patron olduğunu unutmayın...
OKULLARA ZORUNLU BAĞIŞ
Okulların bazıları kayıt için velilerden para istiyormuş. Bizde duyuyoruz, şahit oluyoruz. Esas sorun, bazı okul müdürlerinin okulları bir işletmeye dönüştürmüş olması. Velilerden özel okul ücretlerini aratmayan miktarlarda bağış adı altında para aldıklarını duyuyoruz. Bunları tasvip etmek mümkün değil ancak işin bir de diğer boyutu var.
Çocuklarımın okullarından para istediler, elimde oldukça seve seve verdim. Bağışların özel okul ücreti öder gibi fahiş olması, müdürlerin okulları bir işletme haline dönüştürmesi yanlış. Veli 10 lira verebiliyorsa 10 lira versin, 1000 lira verebiliyorsa 1000 lira versin... Veliler anlayışlı, okul idarecileri kolaylaştırıcı olmalı...
Okulların (varsa eğer) kadrolu temizlik personelinin performansları konusunda ciddi sıkıntılar var. Çoğu okulda zaten temizlik personeli ya yok ya da yetersiz. Bunun yanında artık her okula güvenlik görevlisi de vermek gerekiyor. Artık bu günümüzün olmazsa olmazı oldu.
Okullarda bağış toplama konusunda becerikli idareciler, varlıklı muhitlerden gelen öğrencileri olan okullar bağış işlerini bir şekilde hallediyor ancak okulların büyük kısmının temizlik ve kırtasiye giderlerini bile karşılayamadığını görüyoruz. Bir yandan hijyen konusunda ayyuka çıkan şikayetlere diğer yandan ne temizlik malzemesine, ne personel eksikliğine çözüm bulunabiliyor.
Okulların telefon, faks, fotokopi, elektrik, su, yakıt, temizlik gibi sabit giderleri için maalesef bir bütçesi yok. Her okula öğrenci başına bir bütçe verilebilir. Elbette velilerin okullara destek olmaları gerekiyor. Bunun yolu onlardan zorla para toplamak değil. Velileri okula gönüllü olarak yardım etmeye ikna etmenin çeşitli yolları var. Bu konuda ulusal kampanyalarda yapılabilir, hiçbir sakıncası yok.
Milli Eğitim Bakanlığı, zorla bağış toplayan okul yönetimleri ile ilgili gelen şikâyetleri değerlendiriyor. Her sene okullar açıldığında yaşanan bağış krizine yerinde ve kalıcı çözüm bulmak gerekiyor.
KUR’AN MÜSLÜMANLIĞI
Birileri sürekli olarak bir keramet varmış gibi Kur’an Müslümanlığı diye bir kavramı servis edip duruyor. Sözüm ona hakiki Müslümanlığın adının Kur’an Müslümanlığı olduğunu iddia ediyorlar. Halbuki Müslümanlara müslüman adını veren Kur’an’da geçtiği gibi bizzat Allah (c.c.). Ayette:
“Allah yolunda, gerektiği gibi cihad edin. Sizi O seçti ve size din konusunda hiçbir güçlük yüklemedi; ceddiniz İbrâhim’in dininde olduğu gibi. O size daha önce de bu Kur’an’da “Müslümanlar” adını verdi ki peygamber size şahitlik etsin, siz de insanlara şahitlik edesiniz. Haydi namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı bağlanın. Sizin mevlânız O’dur. O ne güzel Mevlâ’dır ve ne iyi yardımcıdır.” Hac Suresi 78
Kur'an Müslümanlığını bu ayet yalanlıyor... Müslüman adı zaten Kur'an'ın bize verdiği ad. Ayette geçtiği gibi sadece "Müslüman" adı verildiği halde birilerinin Kur'an Müslümanlığı demesi Allah'ın koyduğu adı yetersiz görmektir.
Müslümanlığın örnek zirvesi Hazreti Peygamber s.a.v'dir. Birilerinin derdi Müslümanların hakiki Müslüman olmaları olsaydı onlara Hazreti Peygamberi işaret eder ve onu örnek almayı tavsiye ederdi. Aksine onlar Peygamberin örnekliğini uydurma hadisler bahanesiyle reddediyor ve insanlara siz Kur'an Müslümanı olun diyor. Hâlbuki Kur'an'daki Müslümanlığı en iyi anlatan bizzat Hz. Peygamberin kendisi... Ondan görmediğimiz bir Müslümanlık Allah tarafından kabul edilir mi? Açın bakın, Kur’an’da Hz. Peygamberden görmediğimiz, göremediğimiz, görmeye gerek kalmayacak bir din anlayışı mı var?
Mahir KILIÇOĞLU
mahirkilicoglu@hotmail.com