MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

PARANOYAK ESASLAR

30 Ocak 2018 Salı 12:00

Delinin biri, bir kuyuya taş atar, kırk akıllı çıkaramaz demiş atalarımız. Yurtdışına öğretmen, din görevlisi ve okutman göndermek için düzenlenmiş olan 2003/5753 sayılı BKK, içinde kanuna (657) aykırı, işlevsiz pek çok hüküm barındırdığı halde ne tam uygulanıyor ne de değiştirilebiliyor. Durum aynen deli örneğindeki gibi.

Sevgili bürokratlarımız eskiden, halinize şükredin, daha önceden yasal hiç bir çerçeve yoktu diyorlardı. Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinden 2002'de ikitidara gelen ve mecliste en çok vekile sahip olan Ak Partinin ilk döneminde, Anayasayı değiştirecek çoğunluğa sahip hükümete yasa ile hak ve ödevlerimizi düzenleyecek bir mevzuat çıkaracakları yerde, yasalarla uyumsuz bir bakanlar kurulu kararıyla düzenleme yapılması uygun görülmüş.

2003/5753 sayılı kararın yasalara uymadığını ben değil, bürokratlarımız söylüyordu. Hep idare edin, bunu bile zor çıkardık. Eskiden öğretmenlerin hali daha kötüydü deyip bizi sustururlardı.

Çoğu fetöcü veya klasik devlet memuru kafalı o bürokratlar ya emekli oldu ya da tasfiye edildi. Onların kuyuya attığı taş yüzünden binlerce insan zor şartlarda, pek çok kanuni hakkını kullanamadan yurtdışında görev yapmaya çalışıyorlar.

Elçiliğin bürokratları ve memurları dışişleri personeli olarak mesela iki yılda bir sıla bileti alırken, bizim ne yolluk hakkımız, ne yerinde sağlık hizmeti hakkımız, ne gününde maaşların ödenmesi, ne kanuna göre düzenlenmiş izin hakkımız var.

Kim kime, dum duma hali var. Milli Eğitim bakanlığına durumu arz ediyoruz, dış işleri diyorlar. Dış işleri maliye diyor, maliye kanun diyor... Tam bir kördüğüm...

Gel de bunu bürokratlara anlat, siyasilere anlat. Biz pek çok kişinin uzanıpta ulaşamadığı çifte maaşlı sırça köşklerde yaşayan devlet memurlarıyız çoğuna göre. Bu nedenle oturun oturduğunuz yerde diyorlar, aba altında sopa gösteriyorlar. İzin hakkımız bile kanuna aykırı düzenlenmiş. Yurtdışında anlamı olmayan sağlık masrafını karşılama düzenlemesi ile biz tedavi olmaya çalışıyoruz.

Türkiye büyük, güçlü bir devlet. Bizler büyük devletin aciz memurları olmak istemiyoruz. En basit yolluk hakkını bile elimizden almışlar. 1+1+1+1+1 gibi paranoyak bir görevlendirme sistemi getirmişler. Neresinden tutulsa elde kalacak, hiç bir şekilde yasal çerçeveye uymayan, personeli sürekli mağdur ve gittiği ülkede sıkıntıya sokan bir yurtdışı görev düzenlemesi var.

Öyle paranoyak maddeler varki 2003/5753 sayılı kararda, bakanlıklararası ortak kültür komisyonuna alabildiğince geniş yetkiler veren (kanuna ve yönetmeliklere aykırı şekilde) maddeler var. Bunu söyleyince de suçlu oluyoruz mesela.

Yurtdışına gönderilen personelden sürekli şüphe eden bir mevzuatımız var bizim. Haklarını yemeyelim, son zamanlardaki bürokratlarımız gerçekten anlayışlı ve sorunların farkında, biz onlardan umutla bu çarpık, paranoyak, aba altında sopa gösteren düzenlemenin kaldırılmasını, yurtdışına sürekli göreve gönderilen personel gibi muamele görmeyi, ekonomik olarak yurtdışı görevin daha cazip olmasını, mevzuatla yerinde sağlık, yolluk, kira yardımı, diplomatik pasaport, yasaya uygun, kısıtlanmamış izin ve seyahat özgürlüğü haklarının yeni düzenlemede teminat altına alınmasını istiyoruz.

Bunlar çok şeyler değil. Demiyoruz ki yurtdışı göreve giden 657 zırhına bürünsün, ne halt ederse etsin, yerinde kalsın... Personeli temsiliyet konusunda daha titiz ve özenli olmaya sevk edecek düzenlemeler elbette olmalı. Görevin, mevzuatla sınırlarının net, açık ve anlaşılır şekilde olması, sorumluluk kadar haklarında bu temsiliyete uygun olması gerekir.

Mahir Kılıçoğlu

Girne/KKTC

mahirkilicoglu@hotmail.com

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #