Atakan Kayalar üzerine yazılar yazılıyor, yorumlar yapılıyor, sosyal medyada orada burada paylaşımlar yapılıyor. Haber sitelerinin bir numaralı gündemlerinden biri oldu Atakan.
Türkiye’deki basın ve kamuoyu, eğitimle ilgili şeylere aşırı abartarak yaklaşır. Söz gelimi şekil verme süreçlerini biraz sert uygulayan öğretmenin davranışlarını basın ve sosyal medya kamuoyu aşırı şiddet şeklinde yansıtabilir.
Öğrencisinin otur komutunu fiziksel yardımla öğreten öğretmene, ben böyle öğretmen görmedim, ne biçim öğretmen, vicdansız, insafsız, öğrenciyi zorla oturtuyor, öğrencinin canını acıtıyor, hiç mi merhamet yok…
Hâlbuki basit şekil verme süreçlerini uyguluyor öğretmen. İşin trajik yanı, ben öğretmenim diyen bazı kimselerin başka öğretmenlerin son derece bilimsel uygulamasını kıyasıya eleştirerek iyi bir şey yaptığını sanması.
Atakan Kayalar çok kitap okuyor, basına bilmiş bilmiş açıklamalar yapıyor ya, bunu bile eleştiren, çocuğu terbiyesizlikle, hadsizlikle suçlayanlar var. Annesine komut verişinden biri sürü psikopatolojik tahliller(!) çıkaranlar var… İşin uzmanlarının söyledikleri bir yana, detaylı gözlem ve inceleme olmadan söylenecek her şey tahminden öte gitmez. Bu konuda yapılacak her yargı aceleyle alınmış karar olabilir.
Adı üstünde çocuk… Sünepe, sümüklü, aklı fikri oyunda eğlencede olmayan, memleket meselelerinde boyundan büyük laflar eden bir çocuk.
Atakan’ın bu hali, görmemişleri şaşırtıyor. Hele basın alabildiğine bu olayı sömürecek, aileyi ve çocuğu mercek altına alıp lime lime edecek. Türkiye basınının ve kamuoyunun hiç insafı ve vicdanı yok, her konuda bir uzmana danışan televizyoncular, iş eğitime geldi mi hem savcı, hem hakim, hem cellat oluverirler…
Atakan dahi mi, zeki mi bilmiyoruz. Çok kitap okuması, bilmiş bilmiş konuşması bir takım fikirler verebilir ancak ölçmeden bilemeyiz.
Farz edelim ki çocuk dahi, çok zeki… Aile çocuklarının çok özel bir eğitimden geçmesi gerektiğini düşünüyor. Gerçi aile mi düşünüyor, Atakan mı böyle istiyor bilemiyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı, Atakan (zeki olduğunu varsayarsak) vasfında çocuklar için tam da Atakan’ın istediği gibi özel, birebir eğitimler veriyor. Ülkemizde bir tane Atakan yok, yüzbinlerce var ve onların çok büyük kısmı, adına Bilim Sanat Merkezi (BİLSEM) denilen yerlerde yetenek ve ilgilerine göre eğitim alıyorlar.
Milli Eğitim Bakanlığı her yıl milyonlarca çocuğu tarayarak onları, sadece üstün yeteneklilerin gittiği okullara yönlendiriyor. Türkiye’de sayıları her geçen gün artan Bilim Sanat Merkezleri ile daha çok çocuğa ulaşılıyor. Bakanlık bunları yapıyor lakin sizler ne kadar tedbir alırsanız alın, sistem içinde bazen fark edilmeyen, geride kalanlar oluyor.
Ailenin tek çocuğu olan Atakan için şimdiye kadar neden bir şeyler yapılmamış, öğretmenler onun bu durumunu fark edememiş mi, incelenmesi gerek.
Belki Atakan’ın sistem içinde fark edilmeyen öğrencilerden biri. Belki BİLSEM sınavlarına girip başarısız olan çocuklardan biri Atakan, bilemiyoruz. Bildiğimiz bir şey var Atakan normal bir çocuk değil.
Geçenlerde yaşanan bir şeyi aktarayım size; tanısı konulmuş, BİLSEM’de eğitim alan 10 yaşında bir çocuk (Atakan 11 yaşında) akademik seviyede yazıların olduğu ve II. Dünya Savaşını anlatan özel sayısı olan süreli yayınla, yine II. Dünya Savaşıyla ilgili oldukça ciddi kitapları almak istedi. Kitap satıcısı, bunları kim okuyacak diye sordu, çocuk ‘Ben okuyacağım’ deyince, satıcı ‘senin seviyeni aşar’ deyiverdi.
Çocuğun canı sıkıldı tabiki, bereket annesi araya girip, ‘merak etmeyin, okur rahatlıkla’ dedi de kitapları aldı çocuk.
Yani çocuğu yargılamaya kitapçıdan başlanıyor. Bu ülkede BİLSEM’lere giden on binlerce deha sahibi çocuk var. Atakan gibi basına çıkmıyor, sosyal medyaya yansımıyorlar. Gerek de yok…
Bunun herkesçe bilinmesi gerekiyor belki. Böylelikle Atakan Kayalar gibi türünün tek örneği gibi görünen çocukların sayısının ülkemizde az olmadığı görülür ve Atakan Kayalar örneği normalleşir.
Bu arada, Atakan Kayalar özel bir eğitim almak istiyor ya; Bakanlık harekete geçmiş, abartmadan, nasıl gerekiyorsa ve sessiz sedasız yapacak. Çocuğu inceleyecek, belki normal diyecek, belki deha sahibi diyecek; belki de psikopatolojik bulgular bulunacak. Kamuoyundan uzak, çocuğu ve aileyi koruyarak, tam da ihtiyaç duyulan yardımı yaparak...