"İnsan doğasını savunduğumuz şekilde çift kanatlı ele alabilmek temelde bir medeniyet ve zihniyet konusudur. Türk Eğitim Sistemi için felsefi temelli sistematik bir paradigmaya engel ne kanunlar, ne bütçe, ne de alt yapıdır. Temel sorunumuz bir zihniyet meselesidir. Bu mesele çözülmeden, insan tasavvurumuzun paradigmatik muhtevası anlaşılmadan dünya ile rekabet şöyle dursun, geleceğe yönelik belirlenen hedeflerin ve politikalarının başarı şansı çok düşüktür. Zihniyet meselesi çözülmeden, insan ve toplum meselesi çözülemez. Hakikati/gerçeği parçalama çabasına girişmeyen, insanın evren içindeki kutsal yerini putlaştırmayan çift kanatlı bir varlık ve bilgi anlayışı, bahsettiğimiz zihniyet sorununa çözüm getirebilir.”
Bu ifadeleri olduğu gibi 2023 vizyon belgesinden aldım. Çünkü aynı şeyi 01 Eylül 2016 tarihli ve “Eğitimin Gerçek Sorunu” başlıklı yazımda ifade etmişim. İşte benim kalemimden dökülen kelimeler de burada:
“Sonuç olarak, ne öğretmenin niteliği, ne yükseköğretimin öğretim üyesi açığı, ne çoktan seçmeli soru sistemi eğitimin sorunlarının özeti olamaz. Bunlar belirli bir zihin anlayışının mevcut sisteme yansımasından başka bir şey değildir. Öncelikle ülkenin bu zihin anlayışından kurtulması gerekir.”
Sonuçta eğitim sistemini şekillendiren bir zihniyet meselemiz var. Bu zihniyet vizyon belgesinin ortaya koyduğu gibi kanunlar, bütçe veya alt yapıyla ilgili değildir. Bu zihniyet bireylerin, toplumun her kademesinde aktif görev almış fertlerin zihin yapısını şekillendiren, düşünme biçimlerini belirleyen, algılarını yöneten çok iyi kurgulanmış ve çok iyi yönetilen bir zihniyettir.
Ancak unutulmaması gereken bir husus vardır ki, kurtulmaya çalıştığımız bu zihniyet hala kendisine anayasamızda, yasalarımızda, milli eğitim temel kanununda çok masum çehrelerle yer bulmaya devam ediyor. Bizim kurtulmaya çalıştığımız şey kurumları ile toplumun her kademesinde yer etmiş, aktif, yayılmacı, gelenekleri olan, yaşam biçimi dayatan bir zihniyettir. Biz buna batıl diyoruz.
“Ey iman edenler, iman edin!” ayetine muhatabız bizler. İnandığımız Allah’a, Peygambere, kitaba yeniden iman edip yeni bir yola koyulmamız gerektiğini algılayıp büyük zihniyet devrimi gerçekleşmedikçe eğitimle ilgili 2023 Eğitim Vizyon Belgesindeki takdir ettiğimiz bütünsel yaklaşımlar bile mecrasından saptırılıp, sekülerizmin oyuncağı haline getirilecektir.
Sekülerizm, insanı parçalar, insanı kategorize eder, insanı maddeye indirger, manadan soyutlar. Sekülerizmin ortaya koyduğu eğitim sistemi, insanı kendi gerçekliğinden koparıp, insan olmanın ötesinde bazı sıfatlarla sınırlandırır, düşünce kalıpları ile onu yönlendirir ve bir takım sermaye ve güç çevrelerinin oyuncağı haline getirir.
İnsanlar yeryüzünde gerçek özgürlüğün, gerçek refahın seküler felsefi düşünceyle örgütlenmiş modernizim öncesi, modern ve post modern Batı medeniyetiyle geldiği düşünce ve algısını benimsemiştir.
Bunu bir de Afrika’da zenginlikleri sömürülen, açlık sınırında yaşayan, günde 1 dolar gibi ücretlere çok kötü şartlarda çalışmaya mahkum edilen insanlara sorun.
Ya da ellerindeki topraklar zorla alınan, modern çağa kadar 200 milyon insanı katledilen Amerikan yerlilerine sorun.
Zenginliği, refahı, medeniyeti ve kalkınmışlığı; başkalarının sefaletine, aç kalmasına, köleliğine, sömürüsüne ve hatta ölümüne bedel olan medeniyetin, yıldızlı sözleri, renkli hayatı, gelişmiş teknolojisi ve insanı sadece madde boyutuyla ele alan eğitim anlayışı insanlık için vizyon olamaz, gelecek hiç olamaz.
Ülke olarak, insanlık olarak, sömürü ile kurulmuş ve hayatiyeti kurulu sömürünün devamına bağlı olan Batı medeniyetinden insanların, kendilerinden çalınan, ellerinde alınan her bir değer karşılığında alacağı vardır.
Seküler dünyanın ve medeniyetin kurucusu olan Batı’nın eğitim vizyonu ancak kendine yarar. Onun seküler eğitim anlayışı ancak ve ancak kendine hizmet eden, insanların sağlam tüketiciler olmalarına neden olan bir toplum modeli ortaya çıkarır. Batı’nın eğitim anlayışı kendi sömürülerinin devamını sağlamaktan öte sonuç çıkarmaz. Bu nedenle, Batı düşüncesiyle örgütlenmiş ve bütün hayatımızı etkileyen eğitim anlayışından, kısaca zihniyetten kurtulmamız gerekmektedir.
Bizler, kendi medeniyetimizin temellerini ancak kendi eğitim vizyonumuzla kurabiliriz. Türkiye’nin 2023 Eğitim Vizyonu, bir zihniyet sorununa vurgu yaparak gerçek anlamda “Milli” bir eğitim sisteminin kurulmasına neden olacağı umudunu vermiştir bize. Dileriz, çeşitli yüzleriyle kendini her seferinde ortaya çıkaran yanlış eğitim anlayışından bu kez tamamen kurtuluruz.