15 Temmuz bende ciddi travma etkisi bırakmış. İlk günün ardından, haftalarca kamyon seslerini acaba tank mı geçiyor diye merak edip yola baktım. Hala üniformalı asker gördüğümde içimde bir soğukluk oluşuyor önce. Yeni atanan kuvvet komutanlarının resmini gördükçe aklıma darbe gecesi o süslü, omzu kalabalık üniformalarla ekranlarda resimleri dönen hain komutanları hatırlıyorum ve ‘ya bunlarda hainse’ diye içimden geçirmeden edemiyorum.
Fetönün tahribatı esas ruhlarda, benliklerde. Merak ediyorum, darbe gecesinin gazileri şimdi neler hissediyorlar, benim bu yaşadıklarımı hissedenler var mı?
Bir asker şehit olduğunda ah diyorum, gitti bir vatan evladı daha... Çok öldük, hep öldük, biraz da yaşayalım diye geçiyor içimden. Şehit olan askere üzülürken, içim içimi yiyor, orduda hain kaldı mı, onları bulabilecekler mi, hainlerin yerlerine nasıl adamlar geldi, vatan millet aşkıyla dolu, darbe tezgâhı yapmayan komutanlarımız var mı diye içimden geçiyor.
Askerde tabur komutanımızla omuz omuza bayram namazları kıldım. 28 Şubat'ın en zalim günleriydi. Sonra mescidi olmayan tabur binasında namaz kılacak yer olmadığı için mecburen koğuşta namaz kılarken yakalananlar oldu ve bölük komutanınca diskoya gönderildi.
Askerlik anılarını anlatmak değil derdim. 15 Temmuz bende nasıl bir yara onu anlatmak istiyorum. Ne askeri disipline atan komutana, ne de çocuk gibi sıraya dizip askere sopayla vuran komutana kızıyorum. Asker deyince aklımıza darbeleri, baskıları, işkenceleri ve zulümleri getirenlere kızıyorum.
Hala içim rahat değil. Hala ordumuzda darbeci kaldı mı diye endişe ediyorum. Hala kendisini toplumdan üstün gören komutanlar var mı diye endişeliyim. Hala kuvvet komutanlığından cumhurbaşkanlığına zıplamayı hayal eden bir komutan var mı merak ediyorum.
Amerika’nın ali menfaatlerini, ülkenin çıkarlarından önemli gören omzu kalabalık, aklı küçük zevat kaldı mı ordumuzda merak ediyorum. Türk askeri gibi değil de, Amerikan askeri gibi davranan kişiler vardı orduda. Amerika'ya tapıyor, ondan başka güç tanımayan askerler... Sivilleri biliyoruz da askerlerini bilmiyoruz böyle zevatın. Hala var mı böyleleri merak ediyorum.
Ayasofya Camisinin içinde sivil itaatsizlik eylemi yapan vatandaşları gördüm sosyal medyada. Alkışladım, çok beğendim. Ancak, görev aşkıyla yanıp tutuşan güvenlik görevlilerinin tıpkı İsrail askerlerinin yaptığı gibi tavırlarla o vatandaşları camiden çıkarmaları çok ağırıma gitti.
Bizler 15 Temmuz'da yaşadıklarımızı hala unutmamışken, Ayasofya'daki namaz kılmayı suç sayan, namaz kılanları suçlu gören zihniyeti şiddetle kınıyorum. Mecburen koğuşta namaz kılan askere ceza veren komutanla, Ayasofya'da namaz kılanları camiden çıkaran sivil güvenlikçilerin ne farkı var?
Hala bir şeylerin değiştiği konusunda endişelerimiz devam ediyor. Darbeciler, darbeci zihniyet her yerde. Yetkiyi alan bazı zevat, kendini gestapo gibi hissediyor olsa gerek. Ne iş üretiyor, ne vizyon ortaya koyuyor, asıyor, kesiyor.... Senin zihniyet olarak darbecilerden ne farkın var kardeşim...
Darbeler bitti diyorlar, keşke diyorum. Çünkü piyasada darbecilerle aynı zihniyette çok adam var...
Mahir KILIÇOĞLU
mahirkilicoglu@hotmail.com