MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

TYT SORUSU: DİN Mİ FELSEFE Mİ?

26 Haziran 2023 Pazartesi 06:00

ÖSYM 2023 YKS sınavları 17-18 Haziran tarihlerinde yapıldı. Bu sınavın en tartışmalı sorusu felsefede sorulmuş olan bir sorudur. Soruyu birazdan vereceğim. Öncesinde şu iki soruyu sormam gerek; algılarımızı belirleyen şeyler davranışlarımızı da mı belirliyor? Dindar olmak, seküler olmak konuya bakışımızı etkiliyorsa, dini ya da din dışı olan arasında kalın bir çizgi var mı?

Soru şu:

13) Ali: “Anne, şu ağrıların için doktora gitmeliyiz.” Anne: “Gerek yok oğlum. İyileşmek alın yazımsa doktora gitsek de gitmesek de iyileşeceğim ama kaderimde iyileşmek yoksa doktorun bana bir faydası olmaz.”

Davranışlarımızda yazgının yanında özgür irademizin de etkili olduğunu düşünen Ali’nin, annesini ikna etmek için aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenir?

A) Hastalanman ve iyileşmen birbirinden farklı durumlar.

B) Biz elimizden geleni yapalım, sonrasını kadere bırakalım.

C) Kaderinde iyileşmek olup olmadığını bilemezsin.

D) Her şey kader zaten, şimdi doktora gitmemiz de.

E) Doktora gitmekle kaderini sen belirlemiş olacaksın.

Bu soru büyük bir tartışma yarattı. Sorunun din sorusu olduğuna emin olan kişiler, felsefe sorusu olarak böyle bir soru sorulamayacağını iddia etti.

İslam inancının temel konularından olan kader ve irade, felsefi bir soruya konu edilmiş hatta din sorusu felsefe alanında sorulmuş gibi bir görüntü var ortada. Sorunun din mi felsefe mi olduğu ciddi ciddi tartışıldı kamuoyunda.

Konuya taraf olanların temel itirazı de böyle bir sorunun (dini kavramlar içerdiği için) felsefede sorulamayacağı üzerine. Felsefenin konularına aşina olanlar da bunun normal olduğunu söylüyor.

Öncelikle sorunun dahil olduğu felsefe dersinin müfredatına bakmak gerek. Lise felsefe müfredatının hangi konularına bu soru dahil olabilirdi?

Lise Felsefe dersi müfredatını açıp inceledim. Felsefe müfredatında din felsefesi konusu var. Öyleyse, dinin konusu olan bazı şeyler felsefenin de konusu olmuş. Tanrı kavramı, ölüm kavramı, kader ve irade kavramı felsefenin ve din felsefesinin konuları arasında. Dolayısıyla dini bir konunun felsefe tarafından ele alınması zaten yapılan ve öğretilen bir şey.

Öte yandan soru kökünde yer alan “Davranışlarımızda yazgının yanında özgür irademizin de etkili olduğunu düşünen Ali’ninifadesi zaten soruyu çözenlere gerekli ip ucunu da veriyor. Dolayısıyla iddia edildiği gibi bakış açısına göre cevabın değişmesi fikri, felsefe müfredatını almış öğrenci için mümkün görünmüyor.

Fatalizm, insan hayatında olup biten her şeyin önceden belirlendiğini savunan bir felsefe dalıdır. Yazgıcılık ve Kadercilik adıyla da bilinir[1].

İrade, insan aklının beraberinde iş gördüğü, ancak yeri geldiğinde başlı başına belirleyici olan bir yetidir[2]. Yani kaderci düşünen insanın aksine iradeye inanan kişinin davranışlarının belirleyiciliğinde kişinin kendisinin önemine vurgu yapılmaktadır. Dolayısıyla sorunun cevabı da açıkça ortaya çıkmaktadır.

Burada karıştırılan bir konu var, felsefenin ele aldığı bir konu ya da daha açık ifade ile Din Felsefesi, dinin kendisi, kavramları ve pek çok şeyiyle ilgili akıl yürütmelerle ilgilidir. Din Felsefesi ya da İslam Felsefesi dinin ya da İslam’ın (başka bir din de olabilir, fark etmez) dinin veya İslam’ın kendisi değildir. Din ayrıdır, din felsefesi ayrıdır. Aynı şey değildir.

Felsefe, her konunun düşünsel boyutunu, fikirsel boyutunu oluşturur. Felsefenin ortaya koyduğu şeyler onu kabul edenler açısından tutum ve davranışları belirleyicilik özelliğine sahiptir. Bu soruda da olduğu gibi.

Şimdi sorularımıza gelelim, algılarımızı belirleyen şeyler çoğunlukla davranışları da belirler. Bunda yaş, cinsiyet, eğitim durumu, gelir düzeyi, fiziksel ve sosyal çevrenin de belirleyiciliği vardır. Soru kökü hakkında bilgisi yoksa bu soruya cevap verenlerin algıları, bakış açısı öne geçecektir. Dolayısıyla kaderci düşünenin seçeceği şıkla, iradeye önem verenin seçeceği şık aynı olmaz.

Dindar olmak, seküler olmak konuya bakışımızı etkiliyorsa, dini ya da din dışı olan arasında kalın bir çizgi var mı?”

Sorun tam da burada. Dini ve din dışı ayrımı, zorlama, ideolojik ve suni bir ayrımdır. Din denilen olgu her şeye nüfuz eder. Bu anlamda sekülerizm de bir dindir. Seküler olan, dini de seküler şekilde değerlendirir. Dindar olan seküler olanı da dini şekilde değerlendirir. Dolayısıyla, bireysel anlamda olmayan ayrım, toplumsal anlamda da yoktur.

Din, toplumların dilini, kültürünü, hukukunu, eğitimini, tarihini kısaca her şeyini etkiler. Bu etki İslam dini gibi kapsayıcı ve nüfuz edici bir dinde daha fazla olur. Dolayısıyla felsefe ya da başka bir dersin dini olan şeyi konu edinmesi onu din alanına kaydırmadığı gibi dini olanı, olması gerektiği gibi; hayatın her alanına koymasına örnek olur.

Bir zekât problemi matematiğin konusudur. Böyle olduğunda dini olan matematiğe girmiş olmaz, toplumun yaşadığı bir durum matematik öğretiminde ele alınmış olur. Dolayısıyla dini olanla din dışı olan ayrımı yapmak akıl ve mantık dışı oluyor. Din toplumsal bir değer olduğu sürece topluma ait olan her şeye doğal olarak nüfuz eder, etmelidir de. Din toplumsal bir değer değilse, toplum başka bir şeyi değer addedip, onu yaşarsa bu kez o şey bir din gibi topluma ait olan her şeye nüfuz eder. O şey söz gelimi İslam dışı, Hristiyanlık dışı bir şey olur ama din dışı olamaz. O da bir dindir…

 

[1] http://meb.ai/UhqdGmD

[2] http://meb.ai/UJ3Qr1Q

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #