MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

YENİ EĞİTİM SİSTEMİNİN FELSEFİ TEMELLERİ VE İNSAN KAYNAĞIMIZ

01 Ekim 2016 Cumartesi 13:44

Ülkede devrim gibi değişiklikler yaparken, bunu uygulayacak, bu değişiklikleri iyi anlamış, yeni getirilen şeyin adeta künhüne vakıf olmuş insanların da yetiştirilmesi gerek. Yoksa devrim niteliğindeki değişiklikler, ehil olmayan insanların, değişikliği yanlış veya yeterince anlamayan insanların elinde yeni bir sorun olarak ortada kalıyor.

Değişim önce insanların zihinlerinde başlamalı. İnsanların kafalarındaki algıları, kalıpları yıkmak, alışkanlıkların değiştirmek gerek en önce. Bunu yapmak için uzun vadeli eylem planı yapıp bunu uygulamak gerekiyor.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyor, ehil olmadan bir konu hakkında konuşmayı çok seviyoruz. İnsanlar sahip oldukları değer yargılarına göre eğitim hakkında konuşuyorlar. Eğitimin sorunlarını ne kadar yazsak bitmez. Temelde 20. yüzyılın düşünce yapılanmasının artık günümüzde işe yaramadığı, o dönemin çözümlerinin bugün sorun olduğunu söyleyebiliriz. İnsanlar eskinin anlayışlarıyla yetişmiş, yeninin anlayışını anlamaları, algılamaları çok zor. Bu nedenle öncelikle yeni sistemi ortaya koyduğumuzda onu uygulayacak nesilleri yetiştirmek gerek.

Osmanlı Eğitim Sisteminin temel unsuru medreselerdi. 19. Yüzyıla gelindiğinde artık toplumun ihtiyaçlarına cevap veremeyen medreselerin Islah çalışmaları fayda etmeyince, Batı’daki okulların örneği okullar oluşturuldu. Bu okullar, Batı’nın eğitim modellerini uygulayan okullardı. Rüştiyeler bugünkü ortaokulların, idadiler bugünkü liselerin karşılığı olarak kuruldu.

İşte zihniyet devrimi, bu Batı tipi okullarda yetişen insanların sayesinde gerçekleşti. Sadece Türk toplumunu değil, Osmanlı coğrafyasındaki bütün toplumları etkileyen bu okullar sayesinde 20. yüzyıldaki değişim ve dönüşümler yaşandı.

Şimdi bizi esas ilgilendiren yeniden ele alınması gereken eğitim sisteminde;

1.       Nasıl bir insan istiyoruz?

2.       Bu sistemin felsefi temelleri nedir?

Yeni eğitim sisteminin felsefi temellerini oluşturmadan yapılacak değişimler, mutlak anlamda akamete uğrayacak, dönüşecek veya yakın gelecekte ihtiyaca cevap veremeyecek hale gelecektir.

Nurettin Topçu merhumun, büyük üstadın ‘Maarif Davamız’ adılı eserinin ön sözünde bu konuda söyledikleri işte tam da bu konunun ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

“Her büyük millet, kendi hayatının evrim sırrını ve ebediliğe yönelen hayat yolculuğunun büyük kudretini felsefi sistemden çıkarır. Bugüne kadar İslam’ın ve Kur’an’ın felsefesi yapılmamış olduğu düşünülürse ne kadar gerilerde olduğumuz kolayca anlaşılacaktır. Felsefi kültür mektebin temel taşıdır. 20. Asır mektebinin kapısına “Felsefesi olmayan milletin mektebi olamaz” cümlesini yazmak gerektir”

Bin yıllık geleneği reddetmeyen, binlerce yıllık birikimi gören, tarihi ve atasıyla barışık bir eğitim sisteminin, düşünsel olarak sağlam temellere dayanan bir eğitim sistemin kurulması gerekiyor. Bunu kuracak nesilleri yetiştirmemiz gerek en önce. Bütün bunlar için çok çalışmamız gerektiği aşikâr.

Mahir Kılıçoğlu

mahirkilicoglu@hotmail.com

 

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #