MUSTAFA SALİM salimhoca@hotmail.com

ZİNA KONUSUNDA VERİLEN HUTBENİN KORKUTTUĞU O ÇOCUKLAR

04 Mayıs 2025 Pazar 13:00

Kadın Federasyonu Başkanı kadın, zinaya karşı gençliğin uyarılmasından rahatsızlık duymuş. Bununla da yetinmemiş Diyanet'in özür dilemesini istemiş.

Diyanet ne kötülük yaptı ki özür dilesin?

15 Temmuz ihanetine fetva mı verdi?

Ayasofya açılırken mani mi oldu?

Taksim'e cami yapılmasın mı dedi?

Teröristlere göz mü yumdu?

Ülkesini Vatikan'a şikayet mi etti?

Asrın hırsızlarına çanak mı tuttu?

Peki bu Diyanet ne yaptı?

Yaptığı şey, gayrı meşru ilişkinin çirkinliğini ele aldığı bir hutbeyi okutması oldu. Hutbede özetle şunu dile getirmişti;

"İslam, sadece zinayı değil; zinaya götüren bütün yolları da haram kılar. Nitekim Yüce Rabbimiz,        'Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, hayâsızlıktır, çok kötü ve çirkin bir yoldur.'  buyurmaktadır. Dolayısıyla ister gerçek hayatta, ister sanal âlemde, isterse yazılı ve görsel medyada kişiyi zinaya götüren söz, tutum ve davranışların tamamı haramdır. Allah’ın insana bir emanet olarak verdiği bedenin teşhir edilmesi, tesettüre uygun olmayan elbiselerin giyilmesi haramdır. Aralarında dinen evlenme engeli olmayan bir erkek ve bir kadının baş başa kalması ya da ev arkadaşlığı adı altında bir arada bulunması haramdır.

‘Flört, dost hayatı, arkadaşlık, kaçamak, aldatma’ gibi kavramlarla bu büyük günah asla masum gösterilemez. ‘Gönül ilişkisi, yasak aşk, gençlik hevesi, düzeyli birliktelik’ gibi sözlerle zinayı meşrulaştırmak, harama giden yola kapı aralamaktır. ‘Çapkınlık’ denilerek övünülen şey, esasında bir zinakârlıktır, insanın namusuna göz dikmektir, haramdır. Hele hele özgürlük adıyla bütün dünyaya dayatılmaya çalışılan ve Lût (a.s)’ın kavmini helake sürükleyen eşcinsellik ise Allah’ın lanetlediği bir sapkınlıktır, haramdır, büyük bir günahtır."

Bunun için mi özür dilesin Diyanet?

Hayvan aleminde dahi cinsel ilişkide bir sınırlama ve seviye söz konusu iken Diyanet'in bu bilgilendirmesinden rahatsızlık duyanların karşı çıkışları insanlıktan nasipsizliğin kişileri ne hale getirdiklerinin resmini göstermektedir.

Biri demiş ki o kadına, "abla bunu sana demiyor ki Diyanet. Çünkü hutbede yer verdiği ayetler  'Ey iman edenler' diye başlıyor."

Bence de adam haklı ablası.

Neden mi?

Şöyle izah edeyim;

Bu uyarı temiz kalanlar için. O temizlere biz mümin diyoruz. Senin imani bir derdinin olduğunu zannetmiyorum. Müsterih ol. Hutbenin konusuna giren sakıncalı davranışların alasını yapabilirsin. Varınız yokunuz bu dünya. Onu da tepe tepe kullanarak yaşayın, tıpkı insan dışındaki varlıklar gibi... Sen onun için bildiğin yolda git bildiğini oku.

Sizin gibiler;
Yaptığınız çirkinliklere bigane kalmayacağımızı bildiğiniz için bizim gibilerden rahatsız oluyor.

Sizin uykularınızı kaçıran da bu. 

Bir de böyle uyarıcı bir hutbeyle bilgimizin tazelendiğini de hesaba kattığınızda haliyle karşı çıkanımızın sayıca çoğalacak olması korkunuzun başkaca bir sebebi.  

Bu da büsbütün moralinizi bozacak elbet.

Meselenin aslına gelince;

Bu uyarılmanın moralleri bozacak  başka bir yönü de var elbette. Belki en önemlisi de diyebilirim. O da toplumu dönüştürme projelerinin zarar görecek olması.

Bu dönüştürme projelerinin  asıl hedefi  gençliği şehvet bataklığına saplayıp orada bitirmektir. Biz bu dönüştürmeyi üniversitelerde nasıl uygulayıp pazarladıklarını biliyoruz. 

Eğlencelerle bir nesli şirazesinden çıkarmak istediler ve de yaptılar. Böylece bir milletin geleceğine hükmetmek daha kolay olacaktı. Bir yerde sayıca azalmış genç bir nüfus, diğer taraftan da keyfiyeti düşük seviyelerde seyreden alçak bir nesil.

Bir millet ancak ahlaksızlıkla çöker. Ahlaksızlığın temelini önü alınmaz şehevi duyguların harlaması teşkil eder. Evliliklerle şehvetlerin tatmin olacağı nefisler, gayrı meşru yollara saptırıldığı an evlilik müessesesinin hiçbir anlam ve kıymeti kalmamış olur. Evlilikten kaynaklı içine düşülecek maddi sıkıntılar nedeniyle ortaya çıkacak  olumsuzlukların bozacağı konforun yok olma korkusu, ailelerin oluşturulup gelişmesinin önündeki en büyük engeldir. Bugün boşanmaların asıl sebebi alışılan ya da hayal edilen konforlu yaşayışın yine elden gideceği korkusudur.

Rahatına düşkün, nemelazımcı, gününü gün eden, geçmişiyle irtibatı kesilmiş, geleceğine yön verme idealinden soyutlanmış bir gençliği sadece para kazanma ve sülfi zevklerini tatmin fikriyle hayata bağlamak mankurtça bir projenin gereğidir.

Uyarıcı bilgilerin işlendiği hutbe konusundan ancak proje beyinler rahatsız olur. Bir milletin yıkılışı ailelerin sarsılıp zayıflamasından başlar. Güçlenmesi de yine aile müessesesinin güçlü donelerle sağlanmasına bağlıdır. Bu da ciddi ve sağlam evliliklerin teşekkülüyle mümkün olur.

Sosyal medyada inanan insanlara hakaret maksadıyla "kafanız sadece oraya mı çalışıyor" yollu sataşmalarla bu konuyu tiye alan şarlatanların, kendilerini sarmalayan çevrelerde insan onuruna yakışmayan cinsel sapkın ilişkilerin hayvani en çirkin örneklerin yaşanmışlığına ses çıkarmayışları asla ve asla sıradanlaştırılacak bir tepki ya da tepkisizlik değildir. 

Karşı cinsten olanların gayrı meşru ilişkilerine karşı çıkışlara verilen tepki ne kadar mide bulandırıcı ise eş cinsellerin ilişkilerine tepkisiz kalmaları da yine bu çevrelerden sadır olan mide bulandırıcı hareketlerdir.

Zina konusuyla ilgili hutbeden rahatsız olanlar eş cinsellerin LGBT şemsiyesi altında giriştikleri eyleme onurlu yürüyüş demekten onur duyacak kadar onursuz bir güruhtur.

23 Nisan'da ekranlara yansıyan kutlamalarda genç kızların vücutlarının nasıl teşhir edildiği ve bunu muassır medeniyetin olmazsa olmazı gören çevreler insanca davranış kalıplarına yönelik ilkelerin dile getirildiği hutbe konusundan rahatsız olmalarının bu milletin nezdinde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.

Karşımızda bu milleti millet yapan değer ve kıymetlerini kemiren bir çevre var. Bu çevrenin kendisince oluşturduğu siyasi bir yelpazesi var. Yalana dayalı bir hayat felsefesi var. Çalma, çırpma, hile ve mafyatik ilişkilere dayalı bir düzenleri var. Terörle iltisaklı aynı zamanda  harici bedhahlarla olan irtibatları var. Velhasıl var güçleriyle bu milleti milli ve manevi ne kadar dinamikleri varsa hepsinden koparmak istiyorlar.

Dün camileri kapatıp ahır ve geneleve dönüştürenler de bunlar, ezanın Arapça okunmasını yasaklayanlar da bunlar.

Alfabemizi değiştirerek bir günde binlerce insanı cahil bırakan da bunlar, direnen binlerce münevver insanı dar ağacında sallayanlar da bunlar.

Okumuş binlerce Ermeni ve Yahudi'yi bu topraklara sokup paye verenler de bunlar, örtüsüyle okumak isteyen binlerce kızımızın okuma hakkını elinden alan da bunlar.

Milleti sağcı-solcu, Alevi-Sünni, Kürt-Türk diye kapmlara bölüp birbirine salıp kan dökmelerine seyirci olan da bunlar, ihtilal yapıp bu milletin gençlerini iplerde sallayıp ölümlerine keyif çatanlar da bunlar.

Dindara hayatı dar edenler de bunlar, FETÖ diye dine dayalı yapıyı kuranlar da bunlar.

Menderes'i asanlar da bunlar, 15 Temmuz kumpasını kuranlar da bunlar.

Bunlar ABD'nin içimizdeki çocukları çünkü. Kenan Evren 80 ihtilalini yapıp başarınca ABD'ye giden mesaj "bizim çocuklar" şeklindeydi.

O çocuklar bugün de asrın hırsızlarına sahip çıkıyorlar.

Ve o çocuklar bugün, gençliğimizin ahlaksızlık girdabına gidişin tehlikesini dile getiren hutbeye karşı çıkıyorlar.

Ve o çocuklar, bu milletin uyanışından hem rahatsızlar hem de çok fena tırsıyorlar.

O çocuklara biri söylesin, korkunun ecele hiçbir zaman  faydası olmaz.

O çocuklara buradan haykırıyorum;
Bir asır boyunca ilimde, fende, eğitimde, sağlıkta, savunma sanayinde, ekonomide, yeraltı ve yerüstü tüm imkanlardan mahrum bırakarak ekonomik lince maruz bıraktığınız bu millet bugün yıkılan yerden diriliş destanları yazıyor. Kalem kalem elinden aldığınız her yitiğini pusatlarla elinizden alan bu millet, şimdi de gençliğini kurduğunuz ahlaksızlık tuzağından kurtaracağını söylüyor.

Bu millet son çeyrek asırda neye karar verdiyse hepsini gerçekleştirdi. Şimdi de ahlaksızlığınıza geçit vermeyeceğini söylüyor. 

Benden söylemesi. Bu millet bir şey diyorsa o mutlaka olacaktır.

Mustafa Salim
04 Mayıs 2025 Ankara

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
Tahir
Muhteşem tespitler eyvallah üstat. Özellikle son bir senedir hutbeler süper oluyor. Yazandan sebep olandan cesaret verenden Allah razı olsun inşaallah
Özcan Öztürk
Sermayesi fuhuş olanlar ve dahi fuhuşun sermayesi olanlar elbette zinanın haram olduğunu söyleyen diyanetten rahatsızlık duyacaktır Üstadım