Coronavirüs salgınıyla ilgili dünyada ve ülkemizde yapılması gerekenlerle ilgili işin uzmanları tarafından her gün gerekli açıklamalar yapılıyor. Ülkemiz açısından düşünüldüğünde eksik gedikler elbette ki var; ancak eksikliklere rağmen sürecin iyi yönetildiği kanısındayım (Ekonomiyi işin içine katmıyorum; çünkü ekonomik olarak çok mesafe kat etmemiz gerektiğini biliyorum). An itibariyle 75 vatandaşımızın vefat ettiği bilgisine sahibiz. Rabbim vefat edenlere rahmet geride kalanlara sabır ihsan eylesin. 3629 vakanın olduğu da hepimizin malumu. Umarım ki bu salgına yakalanan vatandaşlarımız en kısa zamanda sağlıklarına kavuşacaklar ve yeni vakalar olmaz. Bu bir temenni elbette. Şunu da iyi biliyoruz ki dua etmek çok önemli; lakin fiili duayı da yapmamız gerek. Bu güzel dileklerden sonra, coronavirüs ne gösterdi kısmına geçelim.

Coronavirüs her şeyden önce nemelazımcılığa yer olmadığını tüm insanlığa gösterdi. Bu da nerden çıktı, nemelazımcılık da ne, sorusunu sorduğunuzu duyar gibiyim. Bana ne! Adamın ne hali varsa görsün, ne yiyecekse yesin, ne zıkkımlanacaksa zıkkımlansın deme lüksümüzün olmadığını,

Yaşlıların tecrübe olduğunu kıymetlerinin bilinmesi gerektiğini,

Çaresizliğin ne de zor olduğunu,

Görmek isteyip de görememenin ne acı olduğunu,

Sağlığın en büyük zenginlik olduğunu,

Farklı fikirlerde olanların ortak paydada buluşabileceğini,

Can çıkar huy çıkmaz sözünü bir kez daha doğrulatırcasına, kimisinin ağır imtihanı görmesine rağmen fırsatçılıktan vazgeçmediğini,

İdeolojik körlerin zor zamanlarda bile hiç değişmediklerini,

Müslümanca yaşayanların kamuda yeri yok düşüncesini her yerde ve zamanda atağa geçirmek için canla başla çalışanların bu zor zamanlarda bile kinlerini kustuklarını gösterdi.

İnsanlığın Coronavirüs belasından en kısa zamanda kurtulması temennisiyle…