İnsanın aklında soru işareti bırakmak zaman zaman olumlu şeylere işaret etse de akılda şüphe bırakmak pek de öyle değildir. Soru işaretinin kalması demek karşınızdakinin doğruyu kendi aklıyla bulmasını sağlamaya dönük olabileceği için faydalı ve tercih edilen bir eylemdir. Oysaki akılda şüphe bırakmak tercih edilmeyen güven zedeleyici bir şeydir. Akılda şüphe bırakmamak gerektiğini ve güven tazelemeye örnek olması açısından Hz. Peygamberin başından geçen bir olayı burada zikretmenin konunun akıllarda yer edinmesi bakımından faydalı olacağı kanısındayım:

      Günün birinde Hz. Peygamber mescitte itikaf halindeyken yanına eşlerinden Safiyye gelir. Hz. Peygamberle muhabbet etmek ister. Hz. Peygamber tefekküre ara verir ve eşiyle muhabbet etmeye başlar. Hz. Peygamber eşiyle muhabbet ederken mescide iki sahabi gelir. Sahabilerin mescide girmesiyle Hz. Peygamberin eşi, Peygamberden müsaade ister ve Hz. Peygamber ile sahabilerini baş başa bırakır ve mescitten çıkar. Hafif karanlık olduğu için çıkan kişinin Hz. Peygamberin eşi olduğu tam görülmeyebilir düşüncesiyle Hz. Peygamber iki sahabiye dönüp; çıkan kişinin eşi Safiye olduğunu söyler. Her iki sahabi de Hz. Peygambere:

      Ya resulullah!

      Biz sana şeksiz şüphesiz iman etmişken, günah işlemeni Allah tarafından müsaade edilmediğini biliyorken neden gidenin kim olduğunu açıklama gereği duydunuz, diye sorarlar.

      Hz. Peygamber sahabilerine:

      Ben sizin bana Allah resulü olduğum için şeksiz şüphesiz iman ettiğinizi biliyorum; ancak ben yine de hiç kimsenin aklında hakkımda şüphe kalsın istemiyorum, diye cevap veriyor. Böylece, zaten Hz. Peygambere şeksiz şüphesiz iman eden bu iki sahabi güven tazelemiş oldular.

      İnsanların akıllarında şüphe bırakmamak gerektiğiyle ilgili birçok güzel örnek bilmemize rağmen zaman zaman sadece tarihteki herhangi bir olay olarak bakıp, günümüze uyarlama ve ona göre ders çıkarma konusunda ve hayatımıza tatbik etme konusunda nefsani duygular yüzünden farklı uygulamalarda bulunabiliyoruz.

      Bugünkü duruma baktığımızda ne kadar da farklılık arz ediyor. Bu olayda, talep edilmediği halde, akılda şüphe kalmasın diye cevaplar veriliyor. Fakat bu dönemde talep edildiği halde cevapsız kalan ya da verilen cevapların aksinin gerçekleştiği ne kadar da çok soru var.

      Hz. Peygamberi örnek kabul ettiğini, o yolda yürüdüğünü söyleyen kişilerin akıllarda şüphe bırakacak şekilde net olmayan hatta bunu merak edenlerin- bırakın net bir cevap almayı- rahatlıkla azarlanabileceğini bilmek ve görmek ne de üzüntü vericidir. Şunu söyleyebiliriz ki; ne zaman ki Peygamberi örnek aldığını söyleyenler örnek olayı öğrendikten sonra kafalarında soru işareti oluşup bunun gibi davranabilirse akıllardaki şüpheler de bitecektir.

      Güvenilir olmak için akıllarda soru işareti bırakılabilir; ancak akılda şüphe bırakmamak gerekir.